Devletin temeli toprağa değil, milletin vicdanına atılır. Milletin sevgisi devleti koruyan, büyüten biricik unsurdur. Ne yazık ki sevgi sübjektif bir kavram…
Böyle bir sevgi taşıyan milletin de, devletin töresini, geleneklerini baş tacı etmesi gayet tabiidir. Yaşamak içgüdü, yaşatmak ise yürek ve şuur meselesidir. İçgüdümüzden kurtulup yürek ve şuurumuzun emrine girdiğimiz oranda insanız. Tarihe mal olmuş kişilerin arasında dahi böyle insanlar ender görülür. Bunlardan birisi de Tiryaki Hasan Paşa’dır. Milletimizin büyük evlatlarından Tiryaki Hasan Paşa’nın nasıl bir strateji ve taktik dehâsı olduğunu; h
Devletin temeli toprağa değil, milletin vicdanına atılır. Milletin sevgisi devleti koruyan, büyüten biricik unsurdur. Ne yazık ki sevgi sübjektif bir kavram…
Böyle bir sevgi taşıyan milletin de, devletin töresini, geleneklerini baş tacı etmesi gayet tabiidir. Yaşamak içgüdü, yaşatmak ise yürek ve şuur meselesidir. İçgüdümüzden kurtulup yürek ve şuurumuzun emrine girdiğimiz oranda insanız. Tarihe mal olmuş kişilerin arasında dahi böyle insanlar ender görülür. Bunlardan birisi de Tiryaki Hasan Paşa’dır. Milletimizin büyük evlatlarından Tiryaki Hasan Paşa’nın nasıl bir strateji ve taktik dehâsı olduğunu; her şeyden önemlisi yürek ve şuurun emrinde bir ferdin devletinin değil bir kalesini, bir kaya parçasını bile düşmanlara vermemek için nasıl cansiperane bir mücadeleye giriştiğini Mehmed Niyazi’nin kaleminden okuyacaksınız.