İnsanın akılcı bir varlık olduğuna ilişkin varsayımın tek bir kusuru vardır, o da yanlış olmasıdır. Beynimiz bu şekilde çalışmaz. İnsanlar karar aldıkları ilk günden beri nasıl karar aldıkları konusuna kafa yormuşlardır. Genel kanı, mantıklı ve düşünüp taşınarak hareket eden canlılar olduğumuz yönündedir. Öyle mi peki? İnsan nasıl karar alır?
Bugün insanlık tarihinde ilk kez bu soruya cevap verebiliyoruz. Beynin içine bakıp insanların nasıl düşündüklerini görebiliyoruz: Kapalı kutu artık açılmıştır. Fakat kutudan akılcı varlıklar olmadığımız çıkmıştır. Zihin farklı alanlardan oluşan karmakarışık bir ağa benzer ve bu alanların çoğu duygu üretimi surecinin birer parçasıdır.
Duygular ile düşüncelerin birbirinden kopuk şeyler o
İnsanın akılcı bir varlık olduğuna ilişkin varsayımın tek bir kusuru vardır, o da yanlış olmasıdır. Beynimiz bu şekilde çalışmaz. İnsanlar karar aldıkları ilk günden beri nasıl karar aldıkları konusuna kafa yormuşlardır. Genel kanı, mantıklı ve düşünüp taşınarak hareket eden canlılar olduğumuz yönündedir. Öyle mi peki? İnsan nasıl karar alır?
Bugün insanlık tarihinde ilk kez bu soruya cevap verebiliyoruz. Beynin içine bakıp insanların nasıl düşündüklerini görebiliyoruz: Kapalı kutu artık açılmıştır. Fakat kutudan akılcı varlıklar olmadığımız çıkmıştır. Zihin farklı alanlardan oluşan karmakarışık bir ağa benzer ve bu alanların çoğu duygu üretimi surecinin birer parçasıdır.
Duygular ile düşüncelerin birbirinden kopuk şeyler olarak görülmesi en temel sorunlardan biridir. Bu kitabın amacı bu yapay ikili karşıtlığı aşarak iki soruya cevap vermektir: “İnsan beyni nasıl karar alır?” ve “Bu kararları nasıl daha iyi hale getirebiliriz?”