“Katil Buse”, “Melek Sanmıştım Şeytanı”, “Gönül Ticareti”, “Çocuğumun Babası”... Hüseyin Rahmi Gürpınar, o hiçbir detayı kaçırmayan, en gizli sevdaları, en derin yaraları görmekte usta gözlerini bu sefer kapalı kapılar ardında, karı kocalar ve metresler, âşıklar üzerinde gezdiriyor. Hüseyin Rahmi’nin sadakatsizleri size gönül ilişkilerinin en mahrem sırlarını vermek üzere bu ciltte bir araya geliyor.
“Ben karımı seviyorum. O da başkasına gönüllü. Bırakayım da büsbütün sevgilisine mi gitsin? Hayır. Öldüreyim de aşkım toprağa mı gömülsün? Hayır. Sevmek hayatın en büyük lezzetidir. Sevgiyi şiddetlendiren kıskançlık bu tadı arttırıyor. Karım bana ihanet cehenneminin alevleri arasında cennetin gül bahçelerini gösteriyor. Cennetin lezzet
“Katil Buse”, “Melek Sanmıştım Şeytanı”, “Gönül Ticareti”, “Çocuğumun Babası”... Hüseyin Rahmi Gürpınar, o hiçbir detayı kaçırmayan, en gizli sevdaları, en derin yaraları görmekte usta gözlerini bu sefer kapalı kapılar ardında, karı kocalar ve metresler, âşıklar üzerinde gezdiriyor. Hüseyin Rahmi’nin sadakatsizleri size gönül ilişkilerinin en mahrem sırlarını vermek üzere bu ciltte bir araya geliyor.
“Ben karımı seviyorum. O da başkasına gönüllü. Bırakayım da büsbütün sevgilisine mi gitsin? Hayır. Öldüreyim de aşkım toprağa mı gömülsün? Hayır. Sevmek hayatın en büyük lezzetidir. Sevgiyi şiddetlendiren kıskançlık bu tadı arttırıyor. Karım bana ihanet cehenneminin alevleri arasında cennetin gül bahçelerini gösteriyor. Cennetin lezzetlerini cehennemin alevleriyle karıştırarak beni öldürüp öldürüp diriltiyor. Ben bu anlatılmaz zevkin alevleri içinde Âşık Kerem gibi tüterek yanıyorum.”