Ey Yaratılanların en güzeli, Tanrı´nın yarattıklarının Sonuncu en iyisi, gözün görebileceği, aklın düşünebileceği en güzel şey, Kutsal, tatlı kadın! Nasıl böyle birden kaybettin kendini, Soldun ve ölüme yaklaştın? Yasağı nasıl ihlal ettin, Yasak kutsal meyveyi nasıl kopardın? Seni lanetli bir düşman kandırdı, Ama kim bilmiyorum ve seninle beraber ben de mahvoldum; Hiç kuşkusuz seninle birlikte ben de öleceğim. Sensiz nasıl yaşarım? Senin tatlı konuşmandan Aşkından nasıl vazgeçerim de bu vahşi ormanlarda Kimsesiz yaşarım? Bir kaburgamı daha versem ve Tanrı Bir Havva daha yaratsa bile senin kaybını asla unutamam. Hayır, hayır! Doğanın bağı çekiyor beni, sen benim Etimsin, kemiğimsin, mutluluk ya da acılarda ayrılamayız biz.´ (Havva yasak meyveyi yedikten sonra Adem´in Havva´ya bağlılığının anlatıldığı bölümden) 15. yüzyılda İngiliz Edebiyatı´nın kör Homeros´u olan John Milton Adem ile Havva´nın cennetten kovuluşunu içeren dinsel bir mite edebi bir elbise giydirerek edebiyat tarihine çok değerli bir hazine bırakmıştır. Bu hazinede ilk günahın (yasak meyvenin yenmesi) çarpıcı yorumu, canlı bir dil ve edebi göndermelerle akıllara, gönüllere doyurucu bir okuma lezzeti hediye etmektedir.