YEM Yayın’ın, Prof.Dr. Ahmet Alkan tarafından kaleme alınan yeni kitabı Kentsel Planlamada Yeni Arayışlar - Ontoloji ve Planlama yayımlandı. Kitap; okuyucuyu, özellikle de tasarımcıları, “mekân ve zamanı ontolojik zeminde yeniden düşünmeye” davet ediyor.
Toplumsal yapı, bilim ve teknolojik değişim sürecinde başat bir rol üstlenen mekân, son yüzyıllık süreçte çözümü zor bir sorun alanına dönüştü. Hayal kurmayı ve düşünmeyi, mimar kimliğini besleyen en verimli
kaynak olarak gören Ahmet Alkan, Kentsel Planlamada Yeni Arayışlar - Ontoloji ve Planlama adlı kitabında, bu alanda yaşadığımız derin sorunları aşabi
YEM Yayın’ın, Prof.Dr. Ahmet Alkan tarafından kaleme alınan yeni kitabı Kentsel Planlamada Yeni Arayışlar - Ontoloji ve Planlama yayımlandı. Kitap; okuyucuyu, özellikle de tasarımcıları, “mekân ve zamanı ontolojik zeminde yeniden düşünmeye” davet ediyor.
Toplumsal yapı, bilim ve teknolojik değişim sürecinde başat bir rol üstlenen mekân, son yüzyıllık süreçte çözümü zor bir sorun alanına dönüştü. Hayal kurmayı ve düşünmeyi, mimar kimliğini besleyen en verimli
kaynak olarak gören Ahmet Alkan, Kentsel Planlamada Yeni Arayışlar - Ontoloji ve Planlama adlı kitabında, bu alanda yaşadığımız derin sorunları aşabilmek için ihtiyaç duyduğumuz bütüncül çözüm arayışlarına katkı verebilme ümidiyle, “mekân ve zamanı ontolojik zeminde yeniden düşünmeyi” tartışmaya açıyor.
Kitapta açılımını yaptığı “özgür kent”in, doğa hakkını önceleyen ve insanlık için sürekli yaşanabilir bir mekân inşasının ontolojik ilkelerini açığa çıkaran bir model olarak üzerinde düşünülmesi gereken bir kavram olduğunun altını çizen Ahmet Alkan şöyle söylüyor:
“... Sahip olduğumuz tarihsel birikim şu hususu açığa çıkarmıştır: Ontolojik bütünlük içinde, kenti ve kentsel planlamayı kavrayıp evrenin determinizminden beslenen bilimsel yöntem ve tekniklerden yararlanarak, sorunların varoluşsal kökenleriyle yüzleşmeden ve bu nedenleri değiştirebilecek araçları geliştirmeden kenti inşa etmeye çalışmak, bugüne kadar kentsel planlamadan beklediğimiz sonuçları vermemiştir. Planlama disiplini, kendini evrenin yaşadığı büyük değişimlere uyumlu olarak yenilemek zorundadır.
Planlamacılar olarak, kendi kapımızın önünü süpürmek adına, doğanın ontolojik yapısında var olan ilkeleri, insanlığın kendi elleriyle başlattığı değişimin açığa çıkardığı ivmelenen güçleriyle birlikte değerlendirmenin yollarını bulmalıyız.
Planlamada ekonomik ve politik baskılardan arındırılmış bir süreç, ‘özgür kente’ doğru başlayacak düşünsel yolculuğumuzun başlangıç aşamasıdır... Bunu planlamanın ilkesel bağlamında kuracağımız ‘büyük fikir’den, fenomenal planlama aşamasına kadar bütünlük içinde inşa edeceğimiz ‘tutarlılık’ ile sağlayabiliriz...
Yeni neslin varlığını koruyabilmesi sosyal yapı-teknoloji-mekân/zaman etkileşimini bu bilinç düzleminde algılamasına bağlıdır...”
Grafik tasarım ve uygulaması Resul Atabay tarafından yapılan kitabın kapağında Heval Zeliha Yüksel Üçok’un kentsel dokunun nakış gibi işlendiği bir mimari eskizi yer alıyor.