“Kısmet Kuşu” adını verdiğimiz elinizdeki kitapta, 1941-1949 yılları arasında süreli yayınlarda çıktıktan sonra çeşitli kitaplarına dağılmış Esendal öykülerini bir arada okuyacaksınız.
“Onun güzel romanının, güzel hikâyelerinin genç insanların mahremiyetlerine, muhayyilelerine, yaşayışlarına, mesut ve hüzünlü saatlerine uzun seneler karışmasını dilerim. Mektep kitaplarına onun küçücük, tertemiz, güzel hikâyelerinin kocaman laflıların yerine geçmesini dilerim.”
(Sait Faik Abasıyanık)
“Hikâyeleri
“Kısmet Kuşu” adını verdiğimiz elinizdeki kitapta, 1941-1949 yılları arasında süreli yayınlarda çıktıktan sonra çeşitli kitaplarına dağılmış Esendal öykülerini bir arada okuyacaksınız.
“Onun güzel romanının, güzel hikâyelerinin genç insanların mahremiyetlerine, muhayyilelerine, yaşayışlarına, mesut ve hüzünlü saatlerine uzun seneler karışmasını dilerim. Mektep kitaplarına onun küçücük, tertemiz, güzel hikâyelerinin kocaman laflıların yerine geçmesini dilerim.”
(Sait Faik Abasıyanık)
“Hikâyeleri içinde birkaçını çok severim: İstanbul’da Bir Bayram Gününün Hikâyesi, Hâmid İçin Bir Yazı, bir de, adını unuttum, bir dilenciye verilen bir kızın hikâyesi [Bizim Nesibe]. Sevdiğim hikâyeleri yalnızca bunlar değildir, ama şimdi bunları hatırlıyorum... Hâmid İçin Bir Yazı yazarın en sevdiğim hikâyelerinden biridir; edebiyat âlemimizin en acıklı hallerinden birine dokunur: Körü körüne beğenmek, körü körüne övmek, yahut körü körüne yermek. O övgülerin, yahut yergilerin bari bir manası olsa! Hayır, hepsi boş birer lakırdı kalabalığıdır. Memduh Şevket Esendal o hikâyesinde işte bunu göstermiştir.”
(Nurullah Ataç)
Ataç’ın Esendal’da sevdiği üç öykü de ‘Kısmet Kuşu’nda..