“Bütün toplu ulaşım araçlarında, istasyonlarda, iskelelerde, elektrik direklerinde, üzerinde arananların resimleriyle adlarının bulunduğu afişler asılıydı. Bu afişlerde adları olanlar ancak haklarında ihbar varsa yakalanırdı. Afişlerde tanıdık gelen biri varsa onun en yakın polis karakoluna ya da jandarmaya ihbar edilmesi istenirdi.
Karşıdan gelen kişileri dikkatlice izliyor, koltuğunun al-tında Tercüman gazetesi ve elinde file olan kişiyi seçmeye çalışıyordu. Birine doğru hamle yapacak oldu ama iyice yaklaşınca onun beklediği kişi olmadığını anlayıp yürüme-ye devam etti. Kendi koltuk altına sıkıştırdığı Hürriyet gazetesinin başlığını iy
“Bütün toplu ulaşım araçlarında, istasyonlarda, iskelelerde, elektrik direklerinde, üzerinde arananların resimleriyle adlarının bulunduğu afişler asılıydı. Bu afişlerde adları olanlar ancak haklarında ihbar varsa yakalanırdı. Afişlerde tanıdık gelen biri varsa onun en yakın polis karakoluna ya da jandarmaya ihbar edilmesi istenirdi.
Karşıdan gelen kişileri dikkatlice izliyor, koltuğunun al-tında Tercüman gazetesi ve elinde file olan kişiyi seçmeye çalışıyordu. Birine doğru hamle yapacak oldu ama iyice yaklaşınca onun beklediği kişi olmadığını anlayıp yürüme-ye devam etti. Kendi koltuk altına sıkıştırdığı Hürriyet gazetesinin başlığını iyice okunur hale getirmişti yolda ilerlerken. Nihayet beklediği kişiyi gördü, ama o anda şaşkınlıkla bakakaldı: Bir kadın yoldaş beklemiyordu. “
“Güzel günler göreceğiz çocuklar” ile büyüyen, 12 Eylül’den sonra dışarıda kalan ve yakınmak yerine her koşulda mücadele etmeye çalışan, paylarına düşeni onurla taşıma çabası içinde olan bir avuç üniversite öğrencisinin hikayesi.