Mikrotarih alanında çalışmalarıyla tanınan Alain Corbin, kültür tarihine önemli bir katkıda bulunmaktadır. Bu yapıtta, kokunun düşünce tarihinde yerleştiği konumla birlikte duyuların, özellikle 18. ve 19. yüzyıllarda hem insanın özel mekânını hem de kentin kamusal mekânını nasıl biçimlendirdiği araştırılıyor. Corbin, kokunun tarihini incelerken esasen Paris’teki evlerin, mahallelerin aşama aşama kötü kokulardan nasıl arındığını, temizlik algısı içinde yeni oluşan şehircilik anlayışını göstermektedir. Kitapta tıp tarihine ve eczacılığa yapılan göndermeler bir kültürün ayrıntılarda kalmış yönünü açıklığa k
Mikrotarih alanında çalışmalarıyla tanınan Alain Corbin, kültür tarihine önemli bir katkıda bulunmaktadır. Bu yapıtta, kokunun düşünce tarihinde yerleştiği konumla birlikte duyuların, özellikle 18. ve 19. yüzyıllarda hem insanın özel mekânını hem de kentin kamusal mekânını nasıl biçimlendirdiği araştırılıyor. Corbin, kokunun tarihini incelerken esasen Paris’teki evlerin, mahallelerin aşama aşama kötü kokulardan nasıl arındığını, temizlik algısı içinde yeni oluşan şehircilik anlayışını göstermektedir. Kitapta tıp tarihine ve eczacılığa yapılan göndermeler bir kültürün ayrıntılarda kalmış yönünü açıklığa kavuşturuyor. İyi ve kötü koku ayırımları toplumsal düzenin işleyişini, sınıf farklarını, konfor arayışını, lüks ve zenginliği de göstermektedir. Kokular, dünyayı algılama ve bir tasavvur etme biçimidir. Mistikliğin, sefahatin veya cezbetmenin mutlak surette gizemli bir kokusu vardır. Tutkular vücut sıvılarını etkilerken son derece “kişisel bir koku”yu da ardından sürüklerler.
“Narin, duyarlı ve hassas bir kişinin, caddeden yükselen birçok kokuşmuş, bozulmuş, can sıkıcı karışımı, iğrenç ruhların esintisini; dumanların, kötü yayılımların ve karanlık şehirlerimizin üzerine süzülen kötü rüyaların karışımını algılayıp da etkilenmemesi mümkün değildir!”
Jules Michelet, La femme (Kadın), 1859