Büyük şeylerin ve yüce ideallerin yol gösterici olmaktan çıktığı zamanımızda küçük ve sıradan şeyler bize ne öğretebilir?
İtalyan felsefeci Francesca Rigotti Küçük Şeylerin Felsefesi’nde eşyalarla, nesnelerle, gündelik pratiklerle ilişkimizi özel bir felsefi yaklaşımla ele alıyor; kavramlar, argümanlar, çözümlemeler kadar metaforlar, imgeler, gündelik dil de bu yaklaşımın temel unsurları.
Rigotti minimalizmin “az çoktur” ve “küçük güzeldir” sloganlarından hareketle büyük yerine küçük, majör yerine minör, yüce yerine güzel, sert yerine yumuşak, katı yerine akışkan, eril yerine dişilden yana konumlanıyor. Ev işleri, gündelik uğraşlar, sıradan nesneler, el sanatları ve zanaat Rigotti’nin “küçük felsefesi”nin başrollerinde.
Büyük şeylerin ve yüce ideallerin yol gösterici olmaktan çıktığı zamanımızda küçük ve sıradan şeyler bize ne öğretebilir?
İtalyan felsefeci Francesca Rigotti Küçük Şeylerin Felsefesi’nde eşyalarla, nesnelerle, gündelik pratiklerle ilişkimizi özel bir felsefi yaklaşımla ele alıyor; kavramlar, argümanlar, çözümlemeler kadar metaforlar, imgeler, gündelik dil de bu yaklaşımın temel unsurları.
Rigotti minimalizmin “az çoktur” ve “küçük güzeldir” sloganlarından hareketle büyük yerine küçük, majör yerine minör, yüce yerine güzel, sert yerine yumuşak, katı yerine akışkan, eril yerine dişilden yana konumlanıyor. Ev işleri, gündelik uğraşlar, sıradan nesneler, el sanatları ve zanaat Rigotti’nin “küçük felsefesi”nin başrollerinde.
Rigotti’ye göre felsefenin işi sadece büyük düşünce sistemleriyle, etik ve siyasal meselelerle, epik ve tarihsel olaylarla uğraşmak değil sıradan gerçeklikle, gündelik deneyimlerle, emek ürünü şeylerle de ilgilenmek. Hatta ancak şeyler, nesneler ve canlılarla yakından ilgilendiğimiz ve rutin işlere özen gösterdiğimiz takdirde iyilik, güzellik ve adalet üstüne düşünme becerilerimizin fiilen geliştiğini öne sürüyor.