2. Dünya Savaşı, yalnızca top-tüfekle değil; kitle imha silahlarından nükleerin de kullanılmasıyla insanlık tarihinde geri dönülemez yaralar açmıştır. Bu savaş travması sonrası küresel barışın korunmasının ne denli hayati olduğu toplumların belleğine kazınmış olsa da siyasi aktörlerin bölgesel iktidar çekişmeleri nedeniyle her zaman 3. Dünya Savaşı ihtimali akılların bir köşesinde yer edinmiştir. Bu özelliğiyle 2. Dünya Savaşı, aslında kendisinden sonraki büyük savaşlarda insanlığın başına gelecekleri göstermesi bakımından bir dönüm noktası olmuştur. Bununla birlikte, bu süreç pek çok akademik
2. Dünya Savaşı, yalnızca top-tüfekle değil; kitle imha silahlarından nükleerin de kullanılmasıyla insanlık tarihinde geri dönülemez yaralar açmıştır. Bu savaş travması sonrası küresel barışın korunmasının ne denli hayati olduğu toplumların belleğine kazınmış olsa da siyasi aktörlerin bölgesel iktidar çekişmeleri nedeniyle her zaman 3. Dünya Savaşı ihtimali akılların bir köşesinde yer edinmiştir. Bu özelliğiyle 2. Dünya Savaşı, aslında kendisinden sonraki büyük savaşlarda insanlığın başına gelecekleri göstermesi bakımından bir dönüm noktası olmuştur. Bununla birlikte, bu süreç pek çok akademik çalışmanın yeni küresel düzende olanları felsefi, siyasi, toplumsal, kültürel ve ekonomik dinamiklerle değerlendireceği sayısız çalışma için temel teşkil etmiştir.
Bu kitap oluşturulurken geçmişten günümüze küresel düzene dair çeşitli disiplinlerden akademisyenlerin okumalarıyla güncel bir tartışma boyutu açmak hedeflenmiştir. Kitapta yer alan makale ve söyleşiler, bu tartışmalara katkı sağlayabilecek çeşitli teorik bakış açılarını içermektedir...