Menü
Hesabım
Şifremi Unuttum
Kayıt Ol

Kültür ve Medeniyet / Nurettin Topçu

ISBN : 9789759955519
180,00 TL
145,91 TL
Öne Çıkan Bilgiler: Bir asırdan beri memleketimizin başta gelen derdi medeniyet meselesidir. Geçmişte büyüklüğü dünyaca bilinen Türk milletinin medeni varlığa sahip olmadığını önce Batı'yı tanıyanlar ortaya attı. Tanzimatla başlayan Batı münasebetleri, birçok nesillerin gözünü kamaştırdı. Aydınlar, Batı'nın yükselişindeki sırrı aramaya koyuldular ve bu araştırmayı yaparken farkında olmadan kendi iç dünyalarını Batı'nın içinde buldular. Birbiri ardısıra birkaç nesil "Avrupa'ya benzemek için ne yapalım?", "Garplılaşma nasıl olmalı?" diye uzun zaman sayıkladılar. O nesilleri Batı taklitçiliğine, hem de ruhları duymadan sürükleyen kuvvet, başlangıç noktasında bağlandıkları aşağılık duygusu olmuştur. Bu duygunun kendi içimize aktıtığı zehir, bizi küçülttükçe küçült
Tür : Sosyoloji
Sayfa Sayısı : 234
Cilt Tipi : Ciltsiz
Yayın Tarihi : 4/2017
Boyut : 13.50 x 21.00
Hamur Tipi : 2. Hamur
ISBN Numarası : 9789759955519
Daha Fazla Dergah Yayınları
Daha Fazla Sosyoloji
Beğen
26.11.2024 tarihine kadar kargoda

Tükendi

Gelince Haber Ver
Listeye Ekle
Tavsiye Et Tavsiye Et
Yorum Yap Yorum Yap
Fiyat Alarmı Fiyat Alarmı
Bir asırdan beri memleketimizin başta gelen derdi medeniyet meselesidir. Geçmişte büyüklüğü dünyaca bilinen Türk milletinin medeni varlığa sahip olmadığını önce Batı'yı tanıyanlar ortaya attı. Tanzimatla başlayan Batı münasebetleri, birçok nesillerin gözünü kamaştırdı. Aydınlar, Batı'nın yükselişindeki sırrı aramaya koyuldular ve bu araştırmayı yaparken farkında olmadan kendi iç dünyalarını Batı'nın içinde buldular. Birbiri ardısıra birkaç nesil "Avrupa'ya benzemek için ne yapalım?", "Garplılaşma nasıl olmalı?" diye uzun zaman sayıkladılar. O nesilleri Batı taklitçiliğine, hem de ruhları duymadan sürükleyen kuvvet, başlangıç noktasında bağlandıkları aşağılık duygusu olmuştur. Bu duygunun kendi içimize aktıtığı zehir, bizi küçülttükçe küçülttü. Böyle bir içten yıkılış faciasının karşısına dikilen muhafazakar zümre, Batı taklitçiliğini protesto ederken sade taassubunu kullandı. Onlar için mesele, sadece Batı'ya benzememek davasıydı. Milli varlığımız hakkında bir fikirleri yoktu. Inkılapçılar, örflerle kıyafet değiştirmede kurtuluşumuzun sırrını aramak gibi gülünç bir davaya kendilerini kaptırırlarken, muhafazakarlar; eski hayat şekillerine sımsıkı bağlanmadı felah ümidi buldular. Her iki tarafın gafil olduğu şey, kendi milli kültürümüzü yoğurmanın lüzumlu oluşudur. Hakikatte, bin yıllık tarihimiz içinde ortaya konmuş olan Anadolu müslüman Türk kültürünü, örfleri, folkloru, edebiyatı ve güzel sanatlarıyle, tasavvufu ve tarikatlarının felsefesiyle, İslami ahlakıyle bir potada yoğurmak, davanın esasını teşkil ediyordu.
T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.