Suriye’de demokratikleşme hareketi olarak başlayan olaylar bir vekalet ve yıpratma savaşına dönüştü. Bugün çok farklı aktörler çok farklı grupların üzerinden hesap görüyor. Türkiye için en uzun sınırı paylaştığı komşusundaki bu yangın hayati bir güvenlik meselesi haline geldi. Savaşın içinde doğan terör grupları Suriye’nin ürettiği tehdit türlerinden yalnızca biridir. Asıl mesele küresel ve bölgesel oyuncuların Suriye’de ne yapmak istedikleri ve bunun için ne kadar ileri gidecekleridir.
Türkiye kendi güvenliğini sağlamak adına bu aktörlerin pozisyonlarındaki süreklilik ve değişimleri öngörebilecek değerlendirmelere ihtiyaç duymaktadır.
Elinizdeki kitap küresel ve bölgesel aktörlerin stratejik yaklaşımları üzerinedir. Suriye
Suriye’de demokratikleşme hareketi olarak başlayan olaylar bir vekalet ve yıpratma savaşına dönüştü. Bugün çok farklı aktörler çok farklı grupların üzerinden hesap görüyor. Türkiye için en uzun sınırı paylaştığı komşusundaki bu yangın hayati bir güvenlik meselesi haline geldi. Savaşın içinde doğan terör grupları Suriye’nin ürettiği tehdit türlerinden yalnızca biridir. Asıl mesele küresel ve bölgesel oyuncuların Suriye’de ne yapmak istedikleri ve bunun için ne kadar ileri gidecekleridir.
Türkiye kendi güvenliğini sağlamak adına bu aktörlerin pozisyonlarındaki süreklilik ve değişimleri öngörebilecek değerlendirmelere ihtiyaç duymaktadır.
Elinizdeki kitap küresel ve bölgesel aktörlerin stratejik yaklaşımları üzerinedir. Suriye’deki güçlerin hedefleri ve kullandıkları araçlar uzman akademisyenlerce tartışılmaktadır. Kitap savaşta etkin olması beklenen aktörlerin stratejik eğilimlerini ortaya çıkarmaya yönelik bir çabadır. Bu yönüyle gündelik dış politika gelişmelerini sunmak yerine aktörlerin nasıl uzun ve orta vadeli hesaplar yaptıklarını ve genel stratejik eğilimlerini konu edinmektedir. ABD, Rusya, NATO, AB gibi küresel aktörlerin ve İsrail, İran, Mısır ve Suudi Arabistan gibi bölgesel aktörlerin Suriye’deki stratejik davranış kalıplarına odaklanmaktadır. Bu çerçevede Suriye’nin geleceğine dair öngörüler üretilerek bunların ışığında Türkiye için stratejik teklifler ortaya konulmaktadır.