Sedat Ulugana’nın çalışması merkezine Kürt ve Ermeni coğrafyasının önemli bölgelerinden biri olan Bitlis’i alıyor. Tanzimat’la birlikte resmî ve gayriresmî idari biçimlerin değiştiği bu coğrafyada Osmanlı’nın aşiretlerle olan ilişkilerini inceliyor. Jön Türklerden başlayarak ele alınan “şiddet”, bölgedeki gayrimüslimlerin, Sünni olmayan unsurların kaderini gözler önüne seriyor. Jön Türk Devrimi’nin önce yarattığı heyecanı, akabinde yaşattığı hayal kırıklığı ve kaosu ve bu hayal kırıklığının isyana nasıl dönüştüğünü anlatıyor. Ermeniler ve Kürtlerin birlikte hareket edememe
Sedat Ulugana’nın çalışması merkezine Kürt ve Ermeni coğrafyasının önemli bölgelerinden biri olan Bitlis’i alıyor. Tanzimat’la birlikte resmî ve gayriresmî idari biçimlerin değiştiği bu coğrafyada Osmanlı’nın aşiretlerle olan ilişkilerini inceliyor. Jön Türklerden başlayarak ele alınan “şiddet”, bölgedeki gayrimüslimlerin, Sünni olmayan unsurların kaderini gözler önüne seriyor. Jön Türk Devrimi’nin önce yarattığı heyecanı, akabinde yaşattığı hayal kırıklığı ve kaosu ve bu hayal kırıklığının isyana nasıl dönüştüğünü anlatıyor. Ermeniler ve Kürtlerin birlikte hareket edememelerinin sonuçlarını, kısa bir süre sonra gerçekleşecek soykırımı da bu çerçeveden çıkarmadan inceliyor. Kürt-Ermeni Coğrafyasının Sosyopolitik Dönüşümü (1908-1914) - Halidîler, Hamidiyeliler, Bedirhaniler ve Taşnaklar, ihmal edilmiş bir coğrafyayı ele alarak tarihin eksiklerinden birini gideriyor.
“Yoğun bir arşiv ve yerel basın taramasını gerektiren Kürt-Ermeni Coğrafyasının Sosyopolitik Dönüşümü (1908-1914) - Halidîler, Hamidiyeliler, Bedirhaniler ve Taşnaklar kitabı, Kürt-Ermeni coğrafyasının Tanzimat, II. Abdülhamid ve İttihat ve Terakki dönemlerindeki değişimlerini ve sosyal, ekonomik ve siyasi dinamiklerini okumakla yetinmemekte, aynı zamanda 20. yüzyıl Kürt tarihinin en az bilinen sayfalarından biri olan Bitlis İsyanı’nı ele alan ilk referans olarak da okuyucularının eline ulaşmaktadır.”
Hamit Bozarslan