Kuşlar derler ki:
“Bir padişahımız yok. Hiç, bir topluluk olur da padişahsız olur mu? Hiç, bir ülke olur da padişahı olmaz olur mu? O halde biz de kendimize bir padişah seçelim.”
Kuşlar toplanıp padişahları Simurg’u görmek için yola koyulmuşlar. Fakat onları bekleyen türlü sıkıntılar varmış. Her bir vadide bir kısmı takılmış kalmış. Açlık, susuzluk, karlar, fırtınalar, çöller yırtıcı hayvanlar... Sonunda yüz binlerce kuştan sadece otuz tanesi yedi vadiyi de aşıp padişahı görmüşler. Cahit Zarifoğlu, Kuşların Dili’nde bu zorlu yolculuğu anlatıyor.
Kuşlar derler ki:
“Bir padişahımız yok. Hiç, bir topluluk olur da padişahsız olur mu? Hiç, bir ülke olur da padişahı olmaz olur mu? O halde biz de kendimize bir padişah seçelim.”
Kuşlar toplanıp padişahları Simurg’u görmek için yola koyulmuşlar. Fakat onları bekleyen türlü sıkıntılar varmış. Her bir vadide bir kısmı takılmış kalmış. Açlık, susuzluk, karlar, fırtınalar, çöller yırtıcı hayvanlar... Sonunda yüz binlerce kuştan sadece otuz tanesi yedi vadiyi de aşıp padişahı görmüşler. Cahit Zarifoğlu, Kuşların Dili’nde bu zorlu yolculuğu anlatıyor.