Kıraç bir tepeye sırtını dayamış, masalsı evleriyle görenin bir daha unutamadığı Kuşlu Köy’ün insanları, her köylünün ormanda bir kuşu olduğuna inanırmış. Ormana giren her köylünün başının çevresinde dans eden kuşun taşkın çığlığı, en inanmayan insanda bile şaşkınlık yaratırmış. Sonradan neler yaşanmış da kuşlar küsüp gitmişler, bugünün insanları bilmezmiş... Günün birinde yeşil, dağınık saçlı bir kadın, pembe bisikletiyle köy yoluna sapmış. Tombul Oğlan, eteklerinden salkım salkım çiçekler dökülen, saçlarından kuş cıvıltıları gelen bu garip görünüml&u
Kıraç bir tepeye sırtını dayamış, masalsı evleriyle görenin bir daha unutamadığı Kuşlu Köy’ün insanları, her köylünün ormanda bir kuşu olduğuna inanırmış. Ormana giren her köylünün başının çevresinde dans eden kuşun taşkın çığlığı, en inanmayan insanda bile şaşkınlık yaratırmış. Sonradan neler yaşanmış da kuşlar küsüp gitmişler, bugünün insanları bilmezmiş... Günün birinde yeşil, dağınık saçlı bir kadın, pembe bisikletiyle köy yoluna sapmış. Tombul Oğlan, eteklerinden salkım salkım çiçekler dökülen, saçlarından kuş cıvıltıları gelen bu garip görünümlü kadını sessizce izlemiş. Kuşlu Köy’ün insanları, Tombul Oğlan’ın merakı sayesinde, unutulmuş bir geçmişin kapısını aralamışlar... Edebiyatta otuz beşinci yılını kutlayan Sevim Ak okurlarını, unutulanları anımsamaya ve keşfetmeye davet ediyor. Eskinin insanları gibi doğayla uyum içinde, dost kalarak yaşasınlar diye...