50 yıl süren araştırmalar 14 Eylül 2015’te meyvesini verdi, kütleçekimi dalgaları keşfedildi ve astronomide bir devrim gerçekleşti.
O güne dek, evrenin araştırılması elektromanyetik radyasyona (ışık, radyo dalgaları, X-ışınları…) bağlıydı. Ama elektromanyetik radyasyonu durduran hiçbir engel, uzay-zamanın dokusunda yol alan kütleçekimi dalgalarını durduramıyor. Bu nedenle optik ve radyo teleskoplardan sonra kütleçekimsel dalga teleskopları evrenin sırlarını keşfetmek için yürütülen çalışmalara büyük katkı yapacak. İlk hedefler evrenin evrimi, kara delikler ve karanlık madde olacak.
20. yüzyılın ilk yarısında kuantum mekaniği araştırılırken bunun ne işe yarayacağını hiç kimse bilmiyordu. Fakat bugün, gelişmiş ülkel
50 yıl süren araştırmalar 14 Eylül 2015’te meyvesini verdi, kütleçekimi dalgaları keşfedildi ve astronomide bir devrim gerçekleşti.
O güne dek, evrenin araştırılması elektromanyetik radyasyona (ışık, radyo dalgaları, X-ışınları…) bağlıydı. Ama elektromanyetik radyasyonu durduran hiçbir engel, uzay-zamanın dokusunda yol alan kütleçekimi dalgalarını durduramıyor. Bu nedenle optik ve radyo teleskoplardan sonra kütleçekimsel dalga teleskopları evrenin sırlarını keşfetmek için yürütülen çalışmalara büyük katkı yapacak. İlk hedefler evrenin evrimi, kara delikler ve karanlık madde olacak.
20. yüzyılın ilk yarısında kuantum mekaniği araştırılırken bunun ne işe yarayacağını hiç kimse bilmiyordu. Fakat bugün, gelişmiş ülkeler, gelirlerinin yaklaşık üçte birini kuantum mekaniğine dayalı teknolojiler sayesinde elde ediyor. Kütleçekimsel dalga araştırmalarının ileride bilim, teknoloji ve ekonomiye neler katabileceğini şimdiden kim bilebilir?