Cansız madde nasıl olur da kendiliğinden canlılığa yol açar? Zihin dediğimiz şey nerden çıktı? Peki ya ahlâk? Bütün bunlar tanrısal bir müdahale olmadan çıkar mı? Bilim bu soruya evet olarak cevap verdiği için kutsallığı kaldırmakla suçlanıyor. Oysa 3,8 milyar yıllık evrimden sonra canlı bir hücrenin örülmüş tümleşik karmaşıklığını düşünün: Hücrenin bir çırpıda biçimlendirildiğini varsaymak mı, yoksa canlı organizmanın gelişen biyosfer tarafından
yaratıldığı gerçeğini kabul etmek mi daha harikadır?
Öndegelen karmaşıklık kuramcısı Stuart Kauffman, ortaya çıkmakta olan
Cansız madde nasıl olur da kendiliğinden canlılığa yol açar? Zihin dediğimiz şey nerden çıktı? Peki ya ahlâk? Bütün bunlar tanrısal bir müdahale olmadan çıkar mı? Bilim bu soruya evet olarak cevap verdiği için kutsallığı kaldırmakla suçlanıyor. Oysa 3,8 milyar yıllık evrimden sonra canlı bir hücrenin örülmüş tümleşik karmaşıklığını düşünün: Hücrenin bir çırpıda biçimlendirildiğini varsaymak mı, yoksa canlı organizmanın gelişen biyosfer tarafından
yaratıldığı gerçeğini kabul etmek mi daha harikadır?
Öndegelen karmaşıklık kuramcısı Stuart Kauffman, ortaya çıkmakta olan bilimsel temelli bir dünya görüşüne dayanan yeni bir doğal tanrısallık anlayışı önermektedir. O soğuk, cansız bir evrene “tanrı” sokmaya çalışmamakta; bunun yerine, kutsal saydığı tanrısal niteliklerin ‒yaratıcılık, anlam, amaçlı eylem– aslında evrenin bilimsel olarak araştırılabilecek özellikleri olduğunu savunmaktadır. Kauffman’ın tanrısallık yorumu, okurların fikirlerine bilimsel düşüncenin her düzeyinde meydan okuyacaktır.
“[Kauffman’ın] farklı bir Tanrı anlayışı için kışkırtıcı savı çok güçlü ve ikna edici.” ‒ Scientific American
“Stuart Kauffman yeni Spinoza’dır; Kutsalı Yeniden Keşfetmek ise 21. yüzyıl için hem pedagojik bir güç gösterisidir hem de metafiziği yüceltmektedir.”
‒Owen Flanagan
“Stuart Kauffman olağanüstü bir kitap yazmış, kışkırtıcı olduğu kadar iyimser de. Yalnızca indirgemecilik eleştirisiyle kalmayıp onun ötesine geçerek, anlaşılabilen ve saygı duyulabilen, ancak her zaman tahmin edilemeyen, kendi kendini inşa eden ve sürekli yaratıcı bir evren vizyonuna giden yeni bir
bilimsel dünya görüşü öneriyor. ”
‒ Lee Smolin