II. Dünya Savaşından sonra, Fransız psikanalizinin en özgün ve en çok tartışılan figürlerinden biri olarak ortaya çıkan Lacan, 1950’lerin Paris entelektüel dirilişinin yol göstericisi olarak Freud’un çalışmalarını, dil üzerine yapısalcı kuramlar temelinde yeniden yorumlamak için çalışmaya başlar. Bu çalışmalar ışığında, dil ve arzu arasındaki ilişkinin ayrıntılı ve sistematik bir analizini geliştirerek, dilsel ve toplumsal açıdan insan öznesine odaklanır. Malcolm Bowie yirminci yüzyılın en etkili düşünürlerinden Lacan üzerine yaptığı bu titiz çalışmasında, düşünürün temel kavramlarına ve felsefesine bir giriş sunuyor.
“Lacan’ın fikirlerinin sunumu ve değerlendirmelerinin açık ara en iyisi. Nükteli, kısa ama öz, övgüye değer bir şe
II. Dünya Savaşından sonra, Fransız psikanalizinin en özgün ve en çok tartışılan figürlerinden biri olarak ortaya çıkan Lacan, 1950’lerin Paris entelektüel dirilişinin yol göstericisi olarak Freud’un çalışmalarını, dil üzerine yapısalcı kuramlar temelinde yeniden yorumlamak için çalışmaya başlar. Bu çalışmalar ışığında, dil ve arzu arasındaki ilişkinin ayrıntılı ve sistematik bir analizini geliştirerek, dilsel ve toplumsal açıdan insan öznesine odaklanır. Malcolm Bowie yirminci yüzyılın en etkili düşünürlerinden Lacan üzerine yaptığı bu titiz çalışmasında, düşünürün temel kavramlarına ve felsefesine bir giriş sunuyor.
“Lacan’ın fikirlerinin sunumu ve değerlendirmelerinin açık ara en iyisi. Nükteli, kısa ama öz, övgüye değer bir şekilde çok iyi yazılmış.”
- Peter Brooks, The Times Literary Supplement
“Entelektüel bir güç gösterisi … son derece etkileyici ve zekice.”
- Leo Bersani