İlimlerin nurundan feyz almış âlimlerce bilindiği üzere mahlûkların en seçkin ve en şereflisi insandır. İnsanların önde gelenleri ise Allah’ın kutsal kitaplarıyla insanlara doğru yolu göstermek için gönderdiği peygamberlerdir.
Peygamberlerin zâhirde ve bâtında işaret ettikleri hidayet yolunda yürüyenlerin en başında Allah dostları gelir. Bu mübarek insanlar Allah’ı seven ve Allah tarafından sevilen bahtiyarlardır ki, gönülleri daima ilâhi aşkla parlar.
Bunlardan biri de ünlü âriflerden Şeyh-i Ekber Muhyiddin İbnü’l-Arabî’den feyz ve ilham almış olan Fahrüddîn-i Irâkî’dir. Konya’da Sadreddin-i Konevî ile görüşmüş, onunla uzun müddet sohbette bulunmuş, bu vesileyle Şeyh-i Ekber’in coşkun bir denizi andıran irfanından nasiplenmi
İlimlerin nurundan feyz almış âlimlerce bilindiği üzere mahlûkların en seçkin ve en şereflisi insandır. İnsanların önde gelenleri ise Allah’ın kutsal kitaplarıyla insanlara doğru yolu göstermek için gönderdiği peygamberlerdir.
Peygamberlerin zâhirde ve bâtında işaret ettikleri hidayet yolunda yürüyenlerin en başında Allah dostları gelir. Bu mübarek insanlar Allah’ı seven ve Allah tarafından sevilen bahtiyarlardır ki, gönülleri daima ilâhi aşkla parlar.
Bunlardan biri de ünlü âriflerden Şeyh-i Ekber Muhyiddin İbnü’l-Arabî’den feyz ve ilham almış olan Fahrüddîn-i Irâkî’dir. Konya’da Sadreddin-i Konevî ile görüşmüş, onunla uzun müddet sohbette bulunmuş, bu vesileyle Şeyh-i Ekber’in coşkun bir denizi andıran irfanından nasiplenmiştir.
Müellifin İbn Arabî’den aldığı feyz ve neşeyi aksettirmesi ve tercümesinin de Meclis-i Meşâyih’in son reislerinden Saffet Yetkin tarafından yapılması bakımından son derece kıymetli bir tasavvuf eseridir...