“Eğer birinci sınıf bir öykücünün keyifli sohbetini arzulasaydım, Oscar Wilde’ı seçerdim.” —GEORGE BERNARD SHAW
Oscar Wilde’ın sanat teorilerine göre, sanatçının dehası yaratıcılıkta değil, uyarlamada yatar. Bu nedenle eleştirmen, özgün yaratıcıdan daha üstün bir sanatçıdır; eleştirmen başkalarının eserlerini yeniden şekillendirip onları kendi yaratıcı hayal gücü için hammadde olarak kullanır. Leydi Windermere’in Yelpazesi’ni yazarken Wilde, bu nedenle hem bir yaratıcı hem de bir eleştirmendir. Popüler ve çağdaş pek çok dramanı
“Eğer birinci sınıf bir öykücünün keyifli sohbetini arzulasaydım, Oscar Wilde’ı seçerdim.” —GEORGE BERNARD SHAW
Oscar Wilde’ın sanat teorilerine göre, sanatçının dehası yaratıcılıkta değil, uyarlamada yatar. Bu nedenle eleştirmen, özgün yaratıcıdan daha üstün bir sanatçıdır; eleştirmen başkalarının eserlerini yeniden şekillendirip onları kendi yaratıcı hayal gücü için hammadde olarak kullanır. Leydi Windermere’in Yelpazesi’ni yazarken Wilde, bu nedenle hem bir yaratıcı hem de bir eleştirmendir. Popüler ve çağdaş pek çok dramanın olay örgüsünü ve geleneklerini benimsemiş, bu öykülerin ele aldıkları toplumsal ilkeleri eleştirmek için de malzemelerini yeniden şekillendirmiş ve tersyüz etmiştir.
Güzel bir aristokrat, hayranlık duyulan bir eş ve genç bir anne olan Leydi Windermere, katı ahlak kuralları kendisini sosyal intiharın eşiğine getiren büyüleyici bir püritendir. Onu kurtarabilecek tek kişi, Lord Windermere ile skandal sayılabilecek bir ilişkisi olan gizemli Bayan Erlynne’dir. Ve Bayan Erlynne’in bir sırrı vardır – huzurunu korumak istiyorsa Leydi Windermere’in asla öğrenmemesi gereken bir sır.