27 Kasım 2019’da Libya ile yapılan deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması fikrinin sahibi ve bu anlamda bir nevi anlaşmanın mimarı olan Cihat Yaycı, Libya ile yapılan anlaşmayı ve Libya ile ilişkilerin geliştirilmesi konusunu, “Libya meselesi siyaset üstü bir millî meseledir” şeklinde açıklamıştır.
Cihat Yaycı anlaşma imzalanmadan önce bu anlaşma tezini ve fikrini tüm boyutlarıyla bilimsel olarak nasıl ortaya koyduğunu anlatıyor.
Libya ile yapılan bu anlaşmanın zeminini aslında Cihat Yaycı 2009’da yazmaya başladığı, 2011’de yayımlanan bilimsel makalesiyle oluşturmuş ve bu makale temelinde 2019’da bu kitabı yazmıştır.
Eserin meydana getirdiği kamu
27 Kasım 2019’da Libya ile yapılan deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması fikrinin sahibi ve bu anlamda bir nevi anlaşmanın mimarı olan Cihat Yaycı, Libya ile yapılan anlaşmayı ve Libya ile ilişkilerin geliştirilmesi konusunu, “Libya meselesi siyaset üstü bir millî meseledir” şeklinde açıklamıştır.
Cihat Yaycı anlaşma imzalanmadan önce bu anlaşma tezini ve fikrini tüm boyutlarıyla bilimsel olarak nasıl ortaya koyduğunu anlatıyor.
Libya ile yapılan bu anlaşmanın zeminini aslında Cihat Yaycı 2009’da yazmaya başladığı, 2011’de yayımlanan bilimsel makalesiyle oluşturmuş ve bu makale temelinde 2019’da bu kitabı yazmıştır.
Eserin meydana getirdiği kamuoyu bilincinin de etkisiyle nihayet 27 Kasım 2019’da tarihî anlaşma imzalanmıştır.
Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de kendisine karşı oynanan oyunu, Libya ile yaptığı bu anlaşmayla bozduğuna, bu anlaşma ile oluşan hattın adeta bir TÜRK KALKANI olarak tanımlandığına vurgu yapan Yaycı, bu eserinde, Türkiye-Libya ilişkilerinden, anlaşmanın bilimsel, teknik ve hukuki fikri hazırlığını, bu fikri ortaya attığında Yunanistan’da uyandırdığı yankıları da anlatıyor.
Türkiye ile Libya’nın uluslararası deniz hukuku deniz yetki alanları sınırlandırma prensipleri çerçevesinde karşılıklı kıyıları olduğunu ortaya koyuyor.
Bu gerçekliği “Libya Türkiye’nin denizden komşusudur” şeklinde tarihî bir tanımlamayla anlaşmanın zeminini nasıl oluşturduğunu anlatıyor.
Bu anlaşma fikriyle Türkiye’nin ekonomik yüzölçümünün %25 nasıl arttığını açıklıyor ve anlaşma fikrinin öneminin şimdiki ve gelecek Türk nesilleri tarafından iyi idrak edilmesine katkıda bulunuyor.