Hem edebiyata hem de felsefeye büyük katkılar sağlayan, başta Cesur Yeni Dünya, Algı Kapıları ve Ada olmak üzere yazdığı elli kadar kitapla yalnızca çağını değil çağdaşlarını da derinden etkileyen, döneminin en ünlü entelektüellerinden İngiliz yazar Aldous Huxley, yedi kez de Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterildi. Huxley’nin hem hikâye anlatıcılığındaki hem de araştırmacılığındaki ustalığını gözler önüne serdiği Loudun Şeytanları ise “kurgudışı roman” olarak kabul ediliyor.
Gerçek olaylara dayanan ve bir roman gibi kaleme alınan kitapta, 17. yüzyılda Fransa’nın Loudun kentindeki Ursulin rahibelerinin şeytan tarafından ele geçirilmelerine sebep olmakla suçlanan Rahip Urbain Grandier’nin tüyler ürpertici hikâyesi anlatılırken, Hıri
Hem edebiyata hem de felsefeye büyük katkılar sağlayan, başta Cesur Yeni Dünya, Algı Kapıları ve Ada olmak üzere yazdığı elli kadar kitapla yalnızca çağını değil çağdaşlarını da derinden etkileyen, döneminin en ünlü entelektüellerinden İngiliz yazar Aldous Huxley, yedi kez de Nobel Edebiyat Ödülü’ne aday gösterildi. Huxley’nin hem hikâye anlatıcılığındaki hem de araştırmacılığındaki ustalığını gözler önüne serdiği Loudun Şeytanları ise “kurgudışı roman” olarak kabul ediliyor.
Gerçek olaylara dayanan ve bir roman gibi kaleme alınan kitapta, 17. yüzyılda Fransa’nın Loudun kentindeki Ursulin rahibelerinin şeytan tarafından ele geçirilmelerine sebep olmakla suçlanan Rahip Urbain Grandier’nin tüyler ürpertici hikâyesi anlatılırken, Hıristiyanlık, mistisizm ve şeytan çıkarma gibi konularda da tarihsel öneme sahip anekdotlar aktarılıyor.
1971’de Ken Russell tarafından sinemaya da uyarlanan Loudun Şeytanları, eleştirel ve felsefi yönü ağır basan, kendine has bir kitap.
“Hem bir yazar hem de bir düşünür olarak Huxley’nin imza attığı en iyi kitaplardan biri.” –The Guardian
“Loudun Şeytanları’nda kariyerinin zirvesinde olan Huxley, kahraman yaratmaktaki çarpıcı yeteneğini ve tarihe karışan dönemlerin gerçek havasını canlandırmaktaki becerisini ortaya koyuyor.” –The New York Times