Menü
Hesabım
Şifremi Unuttum
Kayıt Ol

Mandarinler

ISBN : 9786253690601
Stokta Var Stokta Var
495,00 TL
371,25 TL
Öne Çıkan Bilgiler:

Simone de Beauvoir, Goncourt Ödülü’nü kazanan 1954 tarihli romanı Mandarinler’de, diğer eserlerinde de rastlanan feminizm ve varoluşçuluk temalarını, bu kez o yılların Fransa’sının politik ve entelektüel portresini çizen bir aşk hikâyesi üzerinden ele alıyor. İkinci Dünya Savaşı’nın sonundan 1950’lerin ortalarına dek Fransa’daki bir grup entelektüelin yaşamını takip eden Mandarinler, Jean-Paul
Sartre, Albert Camus, Nelson Algren, Arthur Koestler ve bizzat de Beauvoir’dan esinlenen karakterleriyle, örtük bir otobiyografi olduğu kadar, savaş sonrası Fransa’sının sol görüşlü a

Tür : Giriş
Sayfa Sayısı : 816
Cilt Tipi : Ciltsiz
Yayın Tarihi : 7/2024
Boyut : 13.5 x 19.5
Hamur Tipi : 2. Hamur
ISBN Numarası : 9786253690601
Daha Fazla Everest Yayınları
Daha Fazla Genel
Beğen
24.11.2024 tarihine kadar kargoda

Tükendi

Gelince Haber Ver
Listeye Ekle
Tavsiye Et Tavsiye Et
Yorum Yap Yorum Yap
Fiyat Alarmı Fiyat Alarmı

Simone de Beauvoir, Goncourt Ödülü’nü kazanan 1954 tarihli romanı Mandarinler’de, diğer eserlerinde de rastlanan feminizm ve varoluşçuluk temalarını, bu kez o yılların Fransa’sının politik ve entelektüel portresini çizen bir aşk hikâyesi üzerinden ele alıyor. İkinci Dünya Savaşı’nın sonundan 1950’lerin ortalarına dek Fransa’daki bir grup entelektüelin yaşamını takip eden Mandarinler, Jean-Paul
Sartre, Albert Camus, Nelson Algren, Arthur Koestler ve bizzat de Beauvoir’dan esinlenen karakterleriyle, örtük bir otobiyografi olduğu kadar, savaş sonrası Fransa’sının sol görüşlü aydınlarının hayatlarını ve çalkantılı siyasi ilişkilerini de inceleyen politik ve felsefi bir roman.
Birçokları için belki de de Beauvoir’ın en güçlü, en karmaşık eseri. Yüksek sesle, “Bunun farkındayım,” dedim. Savaş öncesi, yılların yükünü hissetmeyecek kadar gençtim. Sonra beş yıl boyunca kendimi tamamen unuttum. Ve nihayet kendime kavuştuğumda, boyun eğdiğim gerçekle karşı karşıya kaldım. Yaşlılığım beni bekliyor, kaçacak deliğim yok. Onu şimdiden aynanın derinliklerinde görür gibiyim (. . .)
Mevsimler yeniden başlar, yenilgilerin üstesinden gelinir. Ama çöküşü durdurmanın hiçbir çaresi yok. “Artık kaygılanmak için çok geç,” diye düşündüm, aynadaki görüntümden bakışlarımı çevirerek. “Artık pişmanlık duymak için bile çok geç; tek çare yaşamayı sürdürmek.”

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.