Ortaçağın ilk dönemlerinden kalan bir Mavi Elyazması gerçekten mevcuttur. Yirminci yüzyılın başlarında sayfaları koparılıp teker teker satılmıştır. Şimdi bu sayfalar dünyanın dört bir yanındaki İslam sanatı koleksiyonlarında yer almakta, sayfalardan bazıları hâlâ uluslararası pazarlarda ortaya çıkmaktadır. Bu roman ortaçağdan kalan bu elyazmasına hak ettiği saygıyı göstermek umuduyla yazılmıştır.
Tunuslu yazar Sabiha Al Khemir, bu çarpıcı ve ilham verici romanında, paha biçilemez Mavi Elyazmasını bulmak için Mısıra giden bir grup arkeolog ve yöre halkı arasındaki ilişkiler çerçevesinde tarihin ve iç içe geçmiş kırılgan hayatların zaman ve kıtalar arası ustalıkla örülmüş öyküsüyle okurları büyülüyor.
Mavi Elyazması, İslam hazineleri koleksiyonu yapan her insan için en büyük ödüldür. Ortaçağ İslam sanatının en değerli eserlerinden biri olan bu elyazmasını bulmak için girişilen kazı ilerledikçe ve yöre halkıyla yabancılar arasındaki toplumsal ve kültürel önyargılar açığa çıkmaya başladıkça, gizemler daha da koyu bir karanlığa bürünür Efsanevi Mavi Elyazmasını bulma arayışı, Doğulu ve Batılı karakterlerin kendini keşif yolculuğuna dönüşür. Günler ilerledikçe fiziksel ve mecazi kapılar açılır, sırlar açığa çıkar ve karakterler kendilerini geri dönülemez bir değişim içinde bulurlar.
Tarihsel geri dönüşlerle Fatımi Halifesi El-Muizzin Mısırı fethinin ardından hattat İbni El Varrakın halifenin annesi için özenle yazdığı elyazmasının yazılma hikâyesiyle harmanladığı Sabiha Al Khemirin ince, sürükleyici ve nükteli anlatısı, sevgi, umut, umutsuzluk, açgözlülük, korku ve ihanetle örülü zengin bir öyküde hayat buluyor. Her sapakta İslamın geçmişi ile bugünü ve İslam ile Batı arasındaki gergin ilişkilerle yoğrulan Mavi Elyazması, şaşırtıcı gizemi nihayet çözüldükten sonra da yankıları sürecek bir roman.