"...Kültürel süper-ego da insanların zihinsel yapılarının gerçeklikleriyle yeterince ilgilenmez. Bir talep ileri sürer ve insanların bu talebe itaat etmesinin mümkün olup olmadığını sorgulamaz. Tam tersine, insan egosunun kendinden gereksinilen her şeyi yapmaya psikolojik olarak yeterli olup egonun id üzerinde sınırsız bir egemenliğe sahip olduğunu varsayar. Bu bir hatadır; normal insanlar olarak bilinen kişilerde dahi id belirli sınırların ötesinde kontrol edilemez. İnsandan daha fazlası talep edildiğinde ya başkaldırı, ya nevroz ortaya çıkar ya da kişi mutsuzlaştırılır. ‘Komşunu kendin gibi sev’ buyruğu kültürel süper-egonun in
"...Kültürel süper-ego da insanların zihinsel yapılarının gerçeklikleriyle yeterince ilgilenmez. Bir talep ileri sürer ve insanların bu talebe itaat etmesinin mümkün olup olmadığını sorgulamaz. Tam tersine, insan egosunun kendinden gereksinilen her şeyi yapmaya psikolojik olarak yeterli olup egonun id üzerinde sınırsız bir egemenliğe sahip olduğunu varsayar. Bu bir hatadır; normal insanlar olarak bilinen kişilerde dahi id belirli sınırların ötesinde kontrol edilemez. İnsandan daha fazlası talep edildiğinde ya başkaldırı, ya nevroz ortaya çıkar ya da kişi mutsuzlaştırılır. ‘Komşunu kendin gibi sev’ buyruğu kültürel süper-egonun insani saldırganlığa karşı en güçlü savunması ve psikolojik olmayan muamelelerinin en mükemmel örneğidir. Bu buyruğu yerine getirmek imkansızdır; sevginin böylesine şişirilmesi onun ancak değerini düşürür ve sıkıntının üstesinden gelmez. Medeniyet tüm bunlara ehemmiyet vermez; bize sadece kaideye uymak zorlaştıkça bunu yapmanın daha erdemli olacağını tembihler. Öte yandan günümüz medeniyetinde böyle bir kaideye uyan her kimse kendini bunları görmezden gelenlere karşı avantajsız konuma sokmaktan başka bir şey yapmamış olur."