Medya, siyasal mücadele alanı ve ideolojik bir aygıt olarak kapitalist sistemin üretim ilişkilerinin yeniden üretimi açısından önem ifade etmektedir. İdeolojik bir aygıt olarak ise medya egemenlerin ideolojisini yayma ve yeniden üretme konusunda da büyük bir önem taşımaktadır. Egemenler medya alanında çok dikkatlidir muhaliflerine yaşam şansı bırakmamak için ellerinden geleni yapmakta ve ideolojik hegemonyalarını neredeyse her gün yeniden üretmektedir. Rızayı üretmek için medya vazgeçilmezdir. Bu anlamda 'ana akım medya' ideolojisini yeniden üretmek ve hegemonyasını sağlamlaştırmak için topluma sürekli olarak yalan söylemektedir. Toplum ise bu yalanlara inanmakta ve düşünceleri bu yalanlar üzerinden belirlenmektedir. Son dönemde ülkemizde medyanın her anlamda yalanlara başvurduğunu görmekteyiz. Tüm medya mecraları hegemonyanın devamı için söylenen yalanlarla doludur. Nazi Almanyası'nın Propaganda Bakanı Joseph Goebbels'in çeşitli konuşmalarında söylediği sözleri günümüzde de geçerliliğini korumakta ve uygulama alanı bulmaktadır: - "Bir şeyi ne kadar uzun süre tekrarlarsanız insanlar ona o kadar fazla inanırlar." - "Basını, hükümetin kullanabildiği dev bir klavye olarak düşünün." - "Yalan atın, mutlaka inanan çıkacaktır." - "Amacımız doğruları söylemek değil, insanları etkilemek." - "Bana vicdansız bir medya temin et; sana bilinçsiz bir halk sunayım."