Mesnevi 1
Mevlânâ’nın, Mesnevi’yi Hüsameddin Çelebi’nin ricasıyla yazmaya 1260’da başladığı, 1268’de bitirdiği söylenir. Fürüzanfar’e göre Mevlânâ kendi Mesnevi’sine şunu yazdırmıştır: “Mesnevi’yi belki ayak altına koyarak göklerin tepesine çıkmak için söyledim.”
“Modern standartlara göre değerlendirildiğinde, Mesnevi çok uzun bir şiirdir: neredeyse İlyada ve Odysseia’nın toplamı kadar ve İlahi Komedya’nın yaklaşık iki katı kadar dize içerir. Ama bu karşılaştırmalar onu gerçekte olduğundan daha kısaymış gibi göste
Mesnevi 1
Mevlânâ’nın, Mesnevi’yi Hüsameddin Çelebi’nin ricasıyla yazmaya 1260’da başladığı, 1268’de bitirdiği söylenir. Fürüzanfar’e göre Mevlânâ kendi Mesnevi’sine şunu yazdırmıştır: “Mesnevi’yi belki ayak altına koyarak göklerin tepesine çıkmak için söyledim.”
“Modern standartlara göre değerlendirildiğinde, Mesnevi çok uzun bir şiirdir: neredeyse İlyada ve Odysseia’nın toplamı kadar ve İlahi Komedya’nın yaklaşık iki katı kadar dize içerir. Ama bu karşılaştırmalar onu gerçekte olduğundan daha kısaymış gibi gösterir, aslında Mesnevi’nin her mısrası yirmi iki heceli olduğundan 25.700 mısralı Mesnevi gerçekte 33.500 mısralı Faerie Queene’den çok daha kapsamlı bir eserdir.” –Reynold Alleyne Nicholson
Mesnevi 2
“Rumi soyadlı Celâleddin tarafından yazılmış, din, tarih, ahlak ve siyasetle ilgili çeşitli konularda Mesnevi adlı şiirsel bir eser. Bu şiir İran’da çok beğenilir ve gerçekten takdiri hak eder.”
–Fars Dilindeki En Değerli Kitaplara Dair Bir Katalog
“Mesnevi gibi sıradışı bir kitap belki de bir insan tarafından yazılmış olamaz. Shakespeare ve Chaucer dışında Mevlânâ’yla karşılaştırılabilecek bir yazar tanımıyorum.” –Sir William Jones
Mesnevi 3
“Mevlânâ kendi Mesnevi’si için `O bir vahdet dükkânıdır’ der ve ekler: `Söylemek zorunda olduğum her şeyi söyleseydim kırk deve taşıyamazdı.’”
–Annemarie Schimmel
“Mesnevi yazıldığı tarihten itibaren bütün İslam âlemine yayılmış, aklı başında, zevki yerinde, bilgisini hazmetmiş herkes tarafından büyük bir saygıyla, sevgiyle benimsenmiş, dini ve hele tasavvufi bahislerde Kur’an-ı Kerim ve hadislerden sonra ilk kaynak sayılmıştır.” –Abdülbaki Gölpınarlı