New York’ta bir arabuluculuk firmasında çalışan Vincent kendisiyle alay etmek için hiçbir fırsatı kaçırmayan iş arkadaşlarından zerre kadar haz etmeyen, yalnız yaşayan sıradan bir gençtir.
Bir gün adını dahi hatırlamadığı babasının bıraktığı tuhaf mirasla baş başa kalan Vincent’ın hayatı, Baccarat adlı bir striptizciyle tanışması sonrası o zamana kadarki monotonluğu mumla aratacak bir hal alır. Hiç de tesadüf olmadığını anlayacağı bu tanışma Vincent’a konfor alanlarını, annesiyle zorlu ilişkisini, geçmişini, özel mülkiyet kavramını, önem verdiği şeyleri sorgulatacak; kişisel gibi görünen meseleleri
New York’ta bir arabuluculuk firmasında çalışan Vincent kendisiyle alay etmek için hiçbir fırsatı kaçırmayan iş arkadaşlarından zerre kadar haz etmeyen, yalnız yaşayan sıradan bir gençtir.
Bir gün adını dahi hatırlamadığı babasının bıraktığı tuhaf mirasla baş başa kalan Vincent’ın hayatı, Baccarat adlı bir striptizciyle tanışması sonrası o zamana kadarki monotonluğu mumla aratacak bir hal alır. Hiç de tesadüf olmadığını anlayacağı bu tanışma Vincent’a konfor alanlarını, annesiyle zorlu ilişkisini, geçmişini, özel mülkiyet kavramını, önem verdiği şeyleri sorgulatacak; kişisel gibi görünen meselelerin aslında hiç de öyle olmadığını gösterecektir.
Yeraltı klasiği olarak anılan Dövüş Kulübü’nün yazarı Chuck Palahniuk ölümsüzlüğü dert edinerek kaleme aldığı bu muzır novellasında da tüketim kültürüne, durup düşünmeden yaşayanlara, büyük resmi göremeyenlere lafını esirgemiyor. Basit bir ağaç üzerinden fantastik bir olay örgüsü kuran Palahniuk, çizimleri renklendirmeyi de okurunun hayal gücüne bırakıyor. Miras aynı zamanda Palahniuk’in bir yazar olarak okurlarına mirası.