Bu küçük kitap, Tolstoy’un direnmemeye dayalı felsefesinin ekonomik ve siyasi yaşamla olan ilişkisini derinlemesine inceliyor. İnsanlar neden sağlıksız koşullarda, sevmedikleri işlerde çalışmak zorunda kalıyorlar? Tolstoy’a göre, bunun sebebi doğanın zorlukları değil, insanların toprak, vergi ve mülkiyet üzerine koydukları yasalar. Bu yasalar, büyük çoğunluğu çalışma evine gitmeye veya açlıktan ölmeye mahkûm ediyor.
Tolstoy, yasaların ve şiddetin toplumdaki etkilerini değerlendirirken, bireylerin bu sistemlere olan desteğini çekerek nasıl barışçıl bir devrim gerçekleştirebileceğimizi gös
Bu küçük kitap, Tolstoy’un direnmemeye dayalı felsefesinin ekonomik ve siyasi yaşamla olan ilişkisini derinlemesine inceliyor. İnsanlar neden sağlıksız koşullarda, sevmedikleri işlerde çalışmak zorunda kalıyorlar? Tolstoy’a göre, bunun sebebi doğanın zorlukları değil, insanların toprak, vergi ve mülkiyet üzerine koydukları yasalar. Bu yasalar, büyük çoğunluğu çalışma evine gitmeye veya açlıktan ölmeye mahkûm ediyor.
Tolstoy, yasaların ve şiddetin toplumdaki etkilerini değerlendirirken, bireylerin bu sistemlere olan desteğini çekerek nasıl barışçıl bir devrim gerçekleştirebileceğimizi gösteriyor. Ona göre, insandan insana uygulanan şiddet her türlüsüyle yanlış ve kaçınılması gereken bir kötülük. Ancak, bu değişimin yalnızca bireylerin vicdanıyla ve akıl yoluyla gerçekleşebileceğini savunuyor.
Eğer toplumun temelini şiddet değil de anlayış ve sempati üzerine kurmayı başarabilirsek, daha adil ve özgür bir dünya yaratabiliriz. Tolstoy'un bu derinlemesine incelemesi, günümüz toplumuna ve bireylerine cesur bir çağrı niteliğinde. Şiddetsizliğin ve bireysel direnişin gücünü keşfetmek isteyen herkes için vazgeçilmez bir eser.