Sibel Bozdoğan´ın ilk kez Washington University Press´ten yayımlanan kitabı şimdi Tuncay Birkan´ın çevirisiyle Türkçe´de. Türkiye´nin siyasi ve entelektüel seçkinleri, 1923´te Türkiye Cumhuriyetinin ilanıyla birlikte Osmanlı İmparatorluğunun enkazından her yönüyle modern, laik, Avrupalı bir ulus-devlet yaratmaya giriştiler. Bu deneyin birçok kamusal ifadesinden biri de, modernleşme programının hem görünür bir simgesi hem de etkin bir aracı olarak modern mimarinin ithal edilmesiydi. O dönemde hâkim durumda olan Osmanlı canlandırmacı üslubu terk edilerek, Türkiye´deki mimarlık mesleği Avrupa modernizminin estetik ilkelerine ve rasyonalist doktrinlerine uygun biçimde baştan aşağı dönüştürüldü. Mimarlık tarihçisi Sibel Bozdoğan, 1908´deki Meşrutiyetin ilanından Kemalist tek parti iktidarının 1950´de sona erişine kadar modern Türk mimarisinin kültürel tarihini ve Avrupa modernizmiyle bağlantılarını anlatıyor. Resmi propaganda yayınlarını, mimarlık meslek dergilerini ve zamanın popüler yayınlarını esas alan Bozdoğan, geniş bir siyasi, tarihi ve ideolojik bağlam içerisinde Türk mimari kültürüne bakıyor; modern mimarinin –özellikle temsili nitelikteki kamu binaları ve idealleştirilmiş modern ev formuyla– nasıl Cumhuriyet inkılabının başlıca görsel ifadesi haline geldiğini gösteriyor ve Türk mimarlarının modern formları rasyonel ve bilimsel zeminde meşrulaştırma ve Türk yapı gelenekleriyle uyumluluklarını gösterme suretiyle bu formları "millileştirme" girişimlerini örnekleriyle sergiliyor. Türkiye´nin modernlik projesinin birçok açıdan eleştirel bir biçimde yeniden değerlendirildiği günümüzde, Kemalizmin mimari mirasının böyle kapsamlı bir biçimde incelenmesi son derece yerinde ve kışkırtıcı... Sosyal tarih ve mekânın örgütlenmesini zevkle okunan bir anlatımla veren bu güzel kitap, yalnızca mimarlık öğrenci ve araştırmacıları için değil, bütün sosyal ve beşeri bilimler için çok ilginç bir kitap.