Ülkelerin sportif olduğu kadar sporun ardında gizlenen muazzam politik rekabetine de sahne olan bir organizasyon: Olimpiyat oyunları. Sporun dünya siyasetiyle iç içe geçtiği, dünyanın her gün yeni bir şokla dalgalanmaya aşina olduğu yetmişli yılların kapanışı için de 84 yıllık modern olimpiyat tarihinde komünist bir ülkede gerçekleştirilen ilk oyunlar olan 1980 Moskova Olimpiyatları’ndan daha iyi bir gösteri bulunamaz.
Sovyetlerin Afganistan’a müdahalesi ve Dètente döneminin zora girmesinin gölgesinde gerçekleşen ve geniş bir boykota hedef olmanın yanında birçok ilke de vesile olan Moskova Oyunları, hem spor hem de siyaset bağlamında derin bir incelemeyi hak ediyor. Siyaset bilimi ve spor sosyolojisi üzerine araştırmalarıyla tanına
Ülkelerin sportif olduğu kadar sporun ardında gizlenen muazzam politik rekabetine de sahne olan bir organizasyon: Olimpiyat oyunları. Sporun dünya siyasetiyle iç içe geçtiği, dünyanın her gün yeni bir şokla dalgalanmaya aşina olduğu yetmişli yılların kapanışı için de 84 yıllık modern olimpiyat tarihinde komünist bir ülkede gerçekleştirilen ilk oyunlar olan 1980 Moskova Olimpiyatları’ndan daha iyi bir gösteri bulunamaz.
Sovyetlerin Afganistan’a müdahalesi ve Dètente döneminin zora girmesinin gölgesinde gerçekleşen ve geniş bir boykota hedef olmanın yanında birçok ilke de vesile olan Moskova Oyunları, hem spor hem de siyaset bağlamında derin bir incelemeyi hak ediyor. Siyaset bilimi ve spor sosyolojisi üzerine araştırmalarıyla tanınan Selim Rumi Civralı, geniş bir tarihsel perspektif ve politik çözümleme üzerinden özelde Moskova Olimpiyatları’nı, daha genelde ise Sovyet rejiminin spor politikalarının etkilerini, spor-siyaset ilişkisini ve süpergüçlerin bu ilişki üzerinden yürüttükleri diplomasiyi konu ediniyor.