Öfke… En tanıdık hissimiz, en kadim tepkimiz, en sert savunmamız, etrafımızdaki insanlarda en sık rastladığımız. Kimi zaman olmazsa olmazımız, kimi zaman en büyük handikabımız. Kimi zaman sinsi bir sızıntı, kimi zaman önüne çıkanı içine katan güçlü bir akıntı. Hepsinden öte hepimizin ortak paydası.
Çok önemli bir parçamız olsa da gerek kendi verdiğimiz gerek diğer insanlarda gözlemlediğimiz öfke tepkisi; huzurumuzun, mutluluğumuzun ve sağduyumuzun önünde dev bir engeldir. O varken ne etkili iletişim kurmak mümkündür ne de sağlıklı düşünmek.
Dr. Joseph Shrand
Öfke… En tanıdık hissimiz, en kadim tepkimiz, en sert savunmamız, etrafımızdaki insanlarda en sık rastladığımız. Kimi zaman olmazsa olmazımız, kimi zaman en büyük handikabımız. Kimi zaman sinsi bir sızıntı, kimi zaman önüne çıkanı içine katan güçlü bir akıntı. Hepsinden öte hepimizin ortak paydası.
Çok önemli bir parçamız olsa da gerek kendi verdiğimiz gerek diğer insanlarda gözlemlediğimiz öfke tepkisi; huzurumuzun, mutluluğumuzun ve sağduyumuzun önünde dev bir engeldir. O varken ne etkili iletişim kurmak mümkündür ne de sağlıklı düşünmek.
Dr. Joseph Shrand tam da bu noktadan hareket ediyor ve öfke yönetimine dair klasik öğretilerin ötesine geçip bizleri çok önemli bir özelliğimizle tanıştırıyor. Aslında hepimiz, başka birinin öfkesini yatıştırma yeteneğine sahibiz. Yani karşımızdaki kişinin öfkesini alt etmek adına ihtiyacımız olan tek şey kendi beynimiz.
Öfke öyle bir ateştir ki kimse yanmaktan muaf değildir. Bu kitap size maşa sunmuyor, ateşi nasıl söndüreceğinizi öğretiyor.