Günümüzde tüketim kültürünün etkisiyle kişisel çıkarlar öncelik kazandıkça “ben” olgusu daha ön planda tutulmaya, dolayısıyla da bireyin kendisine olan hayranlığı artmaya başladı. Diğer taraftan bireyselleşmenin kimlik korumada önemli olduğu varsayımının sürekli körüklenmesiyle sosyal destek ve kolektif bilinç anlayışı giderek zayıflamaya başladı.
Bu durum; toplumları, aynı mekânda tek başlarına var olmaları gerektiğine inandırılan bireylerden oluşan kitlelere dönüştürdü. “Toplum” bilincinin yerini yoğun bir şekilde “ben’’ bilinci, “bir
Günümüzde tüketim kültürünün etkisiyle kişisel çıkarlar öncelik kazandıkça “ben” olgusu daha ön planda tutulmaya, dolayısıyla da bireyin kendisine olan hayranlığı artmaya başladı. Diğer taraftan bireyselleşmenin kimlik korumada önemli olduğu varsayımının sürekli körüklenmesiyle sosyal destek ve kolektif bilinç anlayışı giderek zayıflamaya başladı.
Bu durum; toplumları, aynı mekânda tek başlarına var olmaları gerektiğine inandırılan bireylerden oluşan kitlelere dönüştürdü. “Toplum” bilincinin yerini yoğun bir şekilde “ben’’ bilinci, “bireysellik” anlayışının yerini ise “bencillik” almaya başladı. Hâkim kültürün geleneksel ahlâk anlayışının, yerini yaşamı zevkten ibaret gören bir zihniyete bırakmış olması da narsistik kişilik bozukluğunun tetikleyici unsuru oldu.
Bu çalışma, çağın bir kişilik bozukluğu sorunu olan narsisizmin ele alındığı; narsist kişilik özellikleri, bağımlılık, narsistlerle iletişim gibi konular bağlamında “Bir narsisti nasıl tanıyabilirim?”, “Narsist değişir mi?”, “Kendimi bir narsistten nasıl koruyabilirim?” gibi temel sorulara cevap arayan bir başucu kitabı olarak hazırlanmıştır.