“Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü, ölürsem kurtuluştan önce yani, alıp götürün Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni.” – Nâzım Hikmet
Nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın verilen tüm mücadelelerden geriye kalanlar umutlara dokunan bir iz bırakır. Bazen günü, bazen toplumu, bazen de dünyayı daha iyiye götürebilme umudunun izidir bu. Ne Kaldı Bizden Geriye, toplumsal hareketlerin etkisiyle, Askeri Hava Lisesi’nde şekillenen antiemperyalist mücadele düşüncesinin yolculuğu. Ordudaki farklı cuntalar ve baskılar karşısı
“Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü, ölürsem kurtuluştan önce yani, alıp götürün Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni.” – Nâzım Hikmet
Nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın verilen tüm mücadelelerden geriye kalanlar umutlara dokunan bir iz bırakır. Bazen günü, bazen toplumu, bazen de dünyayı daha iyiye götürebilme umudunun izidir bu. Ne Kaldı Bizden Geriye, toplumsal hareketlerin etkisiyle, Askeri Hava Lisesi’nde şekillenen antiemperyalist mücadele düşüncesinin yolculuğu. Ordudaki farklı cuntalar ve baskılar karşısında vatanı ve ulusu uğruna inandığı değerleri savunan Mehmet Alkaya’nın tanıklığı, Türkiye tarihinin darbelerle kuşatılmış, 27 Mayıs’tan 12 Eylül’e kadar olan sürecini anlatıyor.
Üstelik bu tanıklık, yalnızca onun hikâyesi değil, aynı zamanda toplumun ve dönemin de portresi. Toplumsal hareketlerin içinde yer almış bir eski askerin gözünden, ideallerin, umutların ve hayal kırıklıklarının karışımını sunuyor. Geçmişin izleriyle toplumsal değişimin nasıl şekillendiğine ışık tutuyor ve toplumsal hafızamıza katkı sağlıyor.