Felsefe genellikle olay yerine polis gibi sonradan gelmekle suçlanır. Judith Butler ise pandemi sırasında COVID-19 salgınının hayatımızda ve dünyamızda yaptığı değişiklikler üstüne düşünerek gününün felsefesini yapıyor.
Pandeminin üzerinden çok uzun zaman geçmedi ama salgını neredeyse unuttuk ya da anlaşılır sebeplerle unutmak istiyoruz. Bu korkunç dönemin hayatımızda yarattığı tahribat henüz ortadan kalkmış, kimilerimizin bedeninde kimilerimizin ruhunda açtığı yaralar henüz kapanmış değil tam olarak. Başka musibetler gibi bu salgın da insan olarak birbirimize ve doğaya bağımlılığımızın farkına varmamızı,
Felsefe genellikle olay yerine polis gibi sonradan gelmekle suçlanır. Judith Butler ise pandemi sırasında COVID-19 salgınının hayatımızda ve dünyamızda yaptığı değişiklikler üstüne düşünerek gününün felsefesini yapıyor.
Pandeminin üzerinden çok uzun zaman geçmedi ama salgını neredeyse unuttuk ya da anlaşılır sebeplerle unutmak istiyoruz. Bu korkunç dönemin hayatımızda yarattığı tahribat henüz ortadan kalkmış, kimilerimizin bedeninde kimilerimizin ruhunda açtığı yaralar henüz kapanmış değil tam olarak. Başka musibetler gibi bu salgın da insan olarak birbirimize ve doğaya bağımlılığımızın farkına varmamızı, dünyamızın neden bu şekilde kurulduğunu sorgulamamızı sağladı. Bütün insanlığı etkileyen felakette bazılarımızın canının daha az değerli görüldüğüne, “ekonominin sağlığı”nın insan sağlığından öncelikli sayıldığına tanıklık ettik ve bu durumu yaratan sistem daha bir gözümüze batar oldu. Judith Butler felsefi düşüncenin ince çizgileri arasında yol alarak başka bir dünya kurmak için küresel salgından çıkarmamız gereken dersleri tartışıyor.