Oğuz Yabgu Devleti; 765-783 yılları arasında, muhtemelen 776’da Seyhun Nehri boylarında ve Aral Gölü çevresinde kurulmuş, son yabgusu ya da hanı Şah Melik’in (diğer adı ile Kılıç Arslan’ın) 1042’de ölmesi ile tarih sahnesinden silinmiştir.
Günümüz Kazakistan Cumhuriyeti’nin güneyinde akmakta olan Seyhun, diğer adı ile Sirderya Nehri ve çevresi Anadolu Türklüğünün tarihi ve kültürü açısından son derece önemlidir. Zira Oğuz Kağan Destanı burada başlar. Devamı olan Dede Korkut Destanı’nın bazı bölümleri bu bölgede teşekkü
Oğuz Yabgu Devleti; 765-783 yılları arasında, muhtemelen 776’da Seyhun Nehri boylarında ve Aral Gölü çevresinde kurulmuş, son yabgusu ya da hanı Şah Melik’in (diğer adı ile Kılıç Arslan’ın) 1042’de ölmesi ile tarih sahnesinden silinmiştir.
Günümüz Kazakistan Cumhuriyeti’nin güneyinde akmakta olan Seyhun, diğer adı ile Sirderya Nehri ve çevresi Anadolu Türklüğünün tarihi ve kültürü açısından son derece önemlidir. Zira Oğuz Kağan Destanı burada başlar. Devamı olan Dede Korkut Destanı’nın bazı bölümleri bu bölgede teşekkül etmiştir. Alpamış Destanı’nın mekânı da bu çevredir.
Anadolu Türklüğünün temeli, özgeçmişi, şifresi Oğuz Yabgu Devleti’ne dayanır. Fakat neredeyse üç asır hüküm sürmüş bir Türk devleti olmasına rağmen Oğuz Yabgu Devleti hakkında şimdiye kadar müstakil bir çalışma yapılamamıştır. Çalışma yapılamaması, kaynakların yetersiz oluşundan dolayıdır. Yazar, bu durumu dikkate alarak Oğuz Yabgu Devleti ile ilgili tespit edebildiği bütün kaynakları dünya kütüphanelerinden yaklaşık on yılda toplamış ve bu kaynakları çalışmasına dâhil etmiştir. Oğuz Yabgu Devleti’nin kurulduğu bölgenin büyük bir bölümünde yine yazar tarafından alan araştırması yapılmış; Cimkent, Sayram, Otrar (Farab), Türkistan, Sığanak, Cebd, Yenikent, Kızılorda, Aral Gölü çevresi adım adım taranmıştır. Kazakistan Devleti’nin çeşitli üniversitelerince sürdürülmekte olan arkeolojik kazılara gözlemci olarak katılan Demir tarafından, mevcut buluntulara da çalışmada yer verilmiştir.
Oğuz Yabgu Devleti hakkında şimdiye kadar elde edilen bilgi ve belgelerin toplamı olarak ortaya çıkan bu çalışma, bugüne kadar konuyla ilgili müstakil bir çalışma yapılmamış olduğu için bir ön çalışma mahiyetindedir.