Ölüm kimileri için bir son, kimileri içinse bir başlangıç. Kimileri için hayatın anlamının, kimileri içinse anlamsızlığının yegâne nedeni. Ancak insan kendisini ölüme ilişkin hangi anlayışa yakın hissederse hissetsin, yaşamının en önemli ve kaçınılmaz fenomeniyle karşı karşıya olduğunu yadsıyamaz. Zira ölüm, en nihayetinde maruz kalınan bir şeydir. Ölümü gizemli, belirsiz ve korkutucu kılan şey ise onun deneyimlenemezliği ve bir defalığıdır. Dolayısıyla ölümün bu ve benzeri nitelikleri onu kutsal kitapların, edebiyatın ve elbette felsefenin
en önemli konularından biri kılmıştır.
Kaan H. Ökten, Ölü
Ölüm kimileri için bir son, kimileri içinse bir başlangıç. Kimileri için hayatın anlamının, kimileri içinse anlamsızlığının yegâne nedeni. Ancak insan kendisini ölüme ilişkin hangi anlayışa yakın hissederse hissetsin, yaşamının en önemli ve kaçınılmaz fenomeniyle karşı karşıya olduğunu yadsıyamaz. Zira ölüm, en nihayetinde maruz kalınan bir şeydir. Ölümü gizemli, belirsiz ve korkutucu kılan şey ise onun deneyimlenemezliği ve bir defalığıdır. Dolayısıyla ölümün bu ve benzeri nitelikleri onu kutsal kitapların, edebiyatın ve elbette felsefenin
en önemli konularından biri kılmıştır.
Kaan H. Ökten, Ölüm Kitabı başlıklı bu seçkisinde geniş çaplı kültür çevremizin ölümle ilgili temel metinlerini bir araya getiriyor. Eski Mısır metinlerinden Homeros’a, İbn Sina’dan Yunus Emre’ye, Descartes’tan Kierkegaard’a, Heidegger’e, Camus’ya, Nermi Uygur’a kadar geniş bir yelpazedeki metinlerin yer aldığı
kitabını Ökten, “Bitti ama tamamlanmadı” diyerek sunuyor okurlarına – tam da ölümün bıraktığı tamamlanmamışlık hissine uygun olarak…