Korku, yalnızca büyük felaketlerin ya da canavarların değil, gündelik hayatın en küçük ayrıntılarının bile gölgesinde saklıdır. Osmanlı toplumunda insanlar, çoğu zaman cezadan değil cezalandırılma ihtimalinden; olayın kendisinden değil, el âlemin ne diyeceğinden çekiniyordu.
Bu kitap, Osmanlı kadı sicillerinde izi sürülen “küçük korkular” üzerinden büyük bir hikâye anlatıyor: Mahalledeki bakışlardan duyulan endişe, devlet görevlileri karşısındaki çekingenlik, ihtimal bile olsa davranışları değiştiren görünmez tehditler…
“Osmanlı’da Korkunun G&o
Korku, yalnızca büyük felaketlerin ya da canavarların değil, gündelik hayatın en küçük ayrıntılarının bile gölgesinde saklıdır. Osmanlı toplumunda insanlar, çoğu zaman cezadan değil cezalandırılma ihtimalinden; olayın kendisinden değil, el âlemin ne diyeceğinden çekiniyordu.
Bu kitap, Osmanlı kadı sicillerinde izi sürülen “küçük korkular” üzerinden büyük bir hikâye anlatıyor: Mahalledeki bakışlardan duyulan endişe, devlet görevlileri karşısındaki çekingenlik, ihtimal bile olsa davranışları değiştiren görünmez tehditler…
“Osmanlı’da Korkunun Gölgesi”, tarihe farklı bir pencereden bakarak bize şunu hatırlatıyor: Korku yalnızca bir duygu değil; insan davranışlarını yönlendiren, toplumsal düzeni biçimlendiren görünmez bir güçtür.
Okuru hem tarihin belgeleriyle hem de bugüne uzanan evrensel bir soruyla baş başa bırakıyor: Korkularımız bizi nasıl şekillendiriyor?