Bu eser, klasik bir Osmanlı-İngiliz ilişkileri tarihi değildir. Daha çok yakın çağlarda yaşanan Habil ve Kabil kıssasının izini sürmek gibidir. Bu mücadele, tarih boyunca hep var olmuş iki zıt zihniyetin mücadelesidir esasında. Bu mücadele neticesinde yeryüzünde Habil’i temsil eden Osmanlı düzeni son bulmuş; zihinsel hâkimiyet, Kabil’i temsil eden İngiliz aklının saldırgan düzenine kalmıştır.
Bu serüvenin ilk bölümünde; İngiliz siyasi kimliğinin nasıl inşa edildiğini, İngiliz gücü ile Yahudi sermayesinin proje ortaklığının küresel egemenliğe uzanışını, İngiliz insanının zihin haritasını bulacaksınız.
İkinci bölümündeyse; İngiliz-Yahudi imparatorluğunun Osmanlı Devleti’ni yıkıma götüren taktiklerini, siyasetten ekonomiye, kült
Bu eser, klasik bir Osmanlı-İngiliz ilişkileri tarihi değildir. Daha çok yakın çağlarda yaşanan Habil ve Kabil kıssasının izini sürmek gibidir. Bu mücadele, tarih boyunca hep var olmuş iki zıt zihniyetin mücadelesidir esasında. Bu mücadele neticesinde yeryüzünde Habil’i temsil eden Osmanlı düzeni son bulmuş; zihinsel hâkimiyet, Kabil’i temsil eden İngiliz aklının saldırgan düzenine kalmıştır.
Bu serüvenin ilk bölümünde; İngiliz siyasi kimliğinin nasıl inşa edildiğini, İngiliz gücü ile Yahudi sermayesinin proje ortaklığının küresel egemenliğe uzanışını, İngiliz insanının zihin haritasını bulacaksınız.
İkinci bölümündeyse; İngiliz-Yahudi imparatorluğunun Osmanlı Devleti’ni yıkıma götüren taktiklerini, siyasetten ekonomiye, kültürden psikolojiye, Osmanlı direncini kırabilmek için yaklaşık dört yüz yıla yayılan politik örümcek ağını nasıl ördüğünü okuyacaksınız.