İnsanlık tarihi bir yanıyla da formüle dönüşenlerin, eskiyen biçimlerin, yaşlı tekliflerin, hareketsizlerin ve sonunda da çoğunluğun “popüler olanla” el sıkışmasının tarihidir.
“Bir biçim eskidiğinde ya da sadece bir formüle dönüştüğünde şair yenisini oluşturmalı” diyen çağdaş edebiyatın en önemli isimlerinden Octavio Paz, Öteki Ses’te Antik Çağ’dan bugüne destanların, anlatıların, devrimlerin, savaşların, yanlış anlaşılmaların, büyük buluşların sonunda “modern insanın” yaşantısının, düşüncesinin, hayallerinin bir formüle dönüştüğünü söylüy
İnsanlık tarihi bir yanıyla da formüle dönüşenlerin, eskiyen biçimlerin, yaşlı tekliflerin, hareketsizlerin ve sonunda da çoğunluğun “popüler olanla” el sıkışmasının tarihidir.
“Bir biçim eskidiğinde ya da sadece bir formüle dönüştüğünde şair yenisini oluşturmalı” diyen çağdaş edebiyatın en önemli isimlerinden Octavio Paz, Öteki Ses’te Antik Çağ’dan bugüne destanların, anlatıların, devrimlerin, savaşların, yanlış anlaşılmaların, büyük buluşların sonunda “modern insanın” yaşantısının, düşüncesinin, hayallerinin bir formüle dönüştüğünü söylüyor. Paz, modern insanın içine düştüğü bu tek düzeliğin, aynılığın içinden kurtuluşun mümkün olup olmadığını şiir ve edebiyat tarihini merkezde tutan bir okumayla cevaplıyor.
“Şimdi’nin baskınlığı geçmişle bağlarımızı zayıflatıyor. Basın, televizyon ve reklamlar şu dakikada Patagonya’da, Sibirya’da ve bizimkine komşu semtte olup bitenlerin günlük imajlarını sunuyor bize. Hiç durmadan parıldayan ve bize sürekli hızlanma duygusu veren bir şimdiye gömüldük. Ama bir yere gidiyor muyuz gerçekten? Yoksa hep aynı yerde mi dönüp duruyoruz?”