Overdose Türkiye organize suç ve uyuşturucunun demokrasiye karşı bir tehdide dönüşen istilasını konu ediniyor. Kıyıda köşede unutulmuş resmi belgelerin, hiç konuşulmamış güncel raporların ve mahkeme kayıtlarının ayrıntılarında kalan karanlığa ışık tutuyor.
“Cengiz Erdinç'in Overdose Türkiye kitabı araştırmacı gazeteciliğin en seçkin örneklerinden biri. 1930'larda İstanbul'da üç eroin fabrikasının bulunduğunu ve bunlardan birinin yönetim kurulu başkanının sonradan başbakanlık yaptığını şaşkınlıkla okuduğumu hatırlıyorum. Overdose Türkiye'nin değeri, yıllar önce yazıldığında anlaşıl
Overdose Türkiye organize suç ve uyuşturucunun demokrasiye karşı bir tehdide dönüşen istilasını konu ediniyor. Kıyıda köşede unutulmuş resmi belgelerin, hiç konuşulmamış güncel raporların ve mahkeme kayıtlarının ayrıntılarında kalan karanlığa ışık tutuyor.
“Cengiz Erdinç'in Overdose Türkiye kitabı araştırmacı gazeteciliğin en seçkin örneklerinden biri. 1930'larda İstanbul'da üç eroin fabrikasının bulunduğunu ve bunlardan birinin yönetim kurulu başkanının sonradan başbakanlık yaptığını şaşkınlıkla okuduğumu hatırlıyorum. Overdose Türkiye'nin değeri, yıllar önce yazıldığında anlaşılabilseydi, belki bugün ülkemiz baronlar cennetine dönmeyecekti.”
İsmail Saymaz / Gazeteci - Sözcü
“Bir zehrin, bir ulusun damarlarında nasıl dolaştırıldığını anlatan belgesel bir gazeteci kitabı. Kanalizasyon ağından çıkan gerçek Türkiye’ye hoş geldiniz.”
Mustafa Hoş / Gazeteci
“Overdose Türkiye konuyla ilgilenen herkesin referans kitabıydı. Özellikle bu yeni baskıdan sonra, kitabın tarihsel ve küresel perspektifi, mafya ve uyuşturucuyu yalnızca suç boyutuyla değil, toplumsal ve politik bir sorun olarak da anlamaya yardımcı oluyor.”
Andrés Mourenza / Gazeteci - El País