“Ben” dediğimizde tam olarak neyi kastediyoruz? Günlük yaşamda kolaylıkla kullandığımız bu sözcük, teorik ve felsefi tartışmalarda büyük bir zorluğa karşılık geliyor. Benlik hissimizin kökeni nedir? Kendiliğinden mi ortaya çıkar, yoksa toplum ya da medya tarafından mı yaratılır? Kendimizi gerçekten biliyor muyuz? Daha ötesi, bilebilir miyiz?
Benlikle, öznelliğimizle ilgili kaygılar bir süredir toplumumuzun ana referans noktalarından birini teşkil ediyor. Kimlik artık varoluşumuzun belirleyici unsurlarından biri. Peki bu mesele nasıl ve ne zaman bu denli önemli hale geldi? Öznelliğe yönelik farklı yaklaşımlar neler ve birbiriyle hangi noktalarda ayrışıyorlar?
Nick Mansfıeld, öznellik anlayışımızın geçtiğimiz yüzyıl boyunca nas
“Ben” dediğimizde tam olarak neyi kastediyoruz? Günlük yaşamda kolaylıkla kullandığımız bu sözcük, teorik ve felsefi tartışmalarda büyük bir zorluğa karşılık geliyor. Benlik hissimizin kökeni nedir? Kendiliğinden mi ortaya çıkar, yoksa toplum ya da medya tarafından mı yaratılır? Kendimizi gerçekten biliyor muyuz? Daha ötesi, bilebilir miyiz?
Benlikle, öznelliğimizle ilgili kaygılar bir süredir toplumumuzun ana referans noktalarından birini teşkil ediyor. Kimlik artık varoluşumuzun belirleyici unsurlarından biri. Peki bu mesele nasıl ve ne zaman bu denli önemli hale geldi? Öznelliğe yönelik farklı yaklaşımlar neler ve birbiriyle hangi noktalarda ayrışıyorlar?
Nick Mansfıeld, öznellik anlayışımızın geçtiğimiz yüzyıl boyunca nasıl geliştiğini mercek altına alıyor. Freud, Foucault, Nietzsche, Lacan, Kristeva, Deleuze ve Guattari gibi modern ve postmodern düşüncenin önde gelen kuramcılarının düşünceleri arasında bir yolculuğa çıkıyor. Cinsiyet, toplumsal cinsiyet, etnisite, teknoloji, postmodernizm gibi başlıklar üzerinden modem kuram tartışmalarında öznelliğin nasıl merkez? bir konum işgal ettiğini gösteriyor. “Ben kimim?” sorusuna çağdaş felsefe dünyasında cevap arayanlar için derleyici, açıklayıcı ve kapsayıcı bir giriş metni sunuyor.