Parerga ve Paralipomena’nın ikinci cildi, İrade ve Tasavvur Olarak Dünya adlı temel eserin ikinci baskısında yer bulamayan temel konulara eklemeler ve açıklamalar içeriyor. En azından Schopenhauer üçüncü baskının ön sözünde bunları yazar. Aslında bazı bölümler ana eserin ikinci cildi için tamamlama ve ekler olarak da görülebilir. Bazı bölüm başlıklarında bu durum “Ekler” ifadesiyle zaten açıkça belirtilmiştir. Diğer bölümlerde de referanslar hemen göze çarpar; örneğin 10. bölümde İrade ve Tasavvur Olarak Dünya’nın ikinci cildinde yer alan başlık “Ölüm ve Kendinde Varlığımızın Yok Edilemezliği ile İlişkisi” nerdeyse aynen tekrarlanır yahut 27. bölümde “Cinsel Sevginin Metafiziği”ne referansı daha ilk bakışta görürüz. Tüm diğer başlıkların
Parerga ve Paralipomena’nın ikinci cildi, İrade ve Tasavvur Olarak Dünya adlı temel eserin ikinci baskısında yer bulamayan temel konulara eklemeler ve açıklamalar içeriyor. En azından Schopenhauer üçüncü baskının ön sözünde bunları yazar. Aslında bazı bölümler ana eserin ikinci cildi için tamamlama ve ekler olarak da görülebilir. Bazı bölüm başlıklarında bu durum “Ekler” ifadesiyle zaten açıkça belirtilmiştir. Diğer bölümlerde de referanslar hemen göze çarpar; örneğin 10. bölümde İrade ve Tasavvur Olarak Dünya’nın ikinci cildinde yer alan başlık “Ölüm ve Kendinde Varlığımızın Yok Edilemezliği ile İlişkisi” nerdeyse aynen tekrarlanır yahut 27. bölümde “Cinsel Sevginin Metafiziği”ne referansı daha ilk bakışta görürüz. Tüm diğer başlıkların da -Ahlak, Estetik, Bilgi Öğretisi ve Din... gibi- ana eserin felsefi sistemiyle genel bir bağlantısı söz konusudur. Sadece sistem öncesi yazılarından olan “Görme ve Renkler Üzerine” bu çerçevenin biraz dışına çıkar. Ancak daha önceki yazılarda, geçerken sadece şöyle bir değinilmiş yepyeni meseleler de söz konusudur. Burada “Eğitim Hakkında” bölümünün yanı sıra, “Yazarlık ve Üslup Hakkında” ile “Okuma ve Kitaplar Hakkında” bölümlerinden de bahsedilmelidir; ayrıca bunlar müstakil olarak da yayımlanmış yazılardır. Bu durum aynı zamanda felsefi sistemiyle bağlamı kopararak Schopenhauer’in kamuoyundaki olumsuz imajını orantısız biçimde şekillendiren ve çok daha kısa olan “Kadınlar Hakkında” senaryosu için de geçerlidir. Buna karşılık, “Din Hakkında” bölümünde yer alan ve hâlen güncel sayılabilecek diyalog olumlu bir tepki almıştır. Kısacası bu cilt Schopenhauer’in felsefi sistemine çeşitli yönlerden bakış sağladığı gibi onun felsefi konular dışındaki düşüncelerini de fevkalade edebî bir maharet ve üslupla okuyucularına sunmaktadır.
Matthias Koßler