Hakkı Yırtıcı bu kitabında, mekânı etkileyen kapitalist ilişkilerin neler olduğu, mekân ile onu üreten süreçler arasında ne tür ilişkilerin geliştiği ve bunların mekânı nasıl dönüştürdüğü konusunu ele alıyor.
Kapitalist örgütlenme ve sermaye herşey gibi mekânı da kârlılığını azamileştirecek bir araç olarak gördüğü için mekânı oluşturan toplumsal, kültürel ve coğrafi değerlerin özgünlüğünü gözardı eder. Bunun sonucunda ise mekân sadece kapitalist ekonominin kendine özgü koşulları içinde biçimlenen bir pratikle ele alınır. Bu dönüşümün çok açık olarak görüldüğü bir alan olan metropolitan yerleşmelerde ortaya çıkan mekân üretim bilgisini, kitle kültürünü kavrayan bir zihniyet ve yöntemle kavramak, bu anlamda günümüzün tüketim toplumu
Hakkı Yırtıcı bu kitabında, mekânı etkileyen kapitalist ilişkilerin neler olduğu, mekân ile onu üreten süreçler arasında ne tür ilişkilerin geliştiği ve bunların mekânı nasıl dönüştürdüğü konusunu ele alıyor.
Kapitalist örgütlenme ve sermaye herşey gibi mekânı da kârlılığını azamileştirecek bir araç olarak gördüğü için mekânı oluşturan toplumsal, kültürel ve coğrafi değerlerin özgünlüğünü gözardı eder. Bunun sonucunda ise mekân sadece kapitalist ekonominin kendine özgü koşulları içinde biçimlenen bir pratikle ele alınır. Bu dönüşümün çok açık olarak görüldüğü bir alan olan metropolitan yerleşmelerde ortaya çıkan mekân üretim bilgisini, kitle kültürünü kavrayan bir zihniyet ve yöntemle kavramak, bu anlamda günümüzün tüketim toplumunu da anlamak demektir.
Yazar eserinde bu sorunu sadece kuramsal çerçevede incelemeyip; dünyanın büyük bir hipermarkete dönüştüğünün tartışıldığı ortamda, Türkiye?deki iki büyük hipermarket zincirinin, Carrefour ve Real hipermarketlerinin İstanbul?daki iki alışveriş merkezini ele alıp, mekâna ait tüm geleneksel kavramları tek tek inceliyor. Bunun sonucunda da kuramsal çerçevenin mevcut yansımalarına odaklanıyor ve böylelikle kendi gündelik yaşamımızla büyük güçler arasında doğrudan bir ilişki kurmayı başarıyor.