Prokrustes’in Yatağı, adını Yunan mitolojisinden alıyor: konuklarını yatağına tam olarak sığdırmak için ya boylarını uzatan ya da bacaklarını kesen bir adamın hikâyesi.
Bu hikâye Nassim Nicholas Taleb’in, insanları teknolojiye uyacak şekilde değiştiren, gerçekliği ekonomik modellere uymadığı için suçlayan, ilaç satmak için hastalıklar icat eden, zekâyı sınıfta sınanabilecek bir şey olarak tanımlayan ve halkı istihdamın kölelik olmadığına ikna eden çağdaş uygarlığın yan etkilerine ilişkin görüşünü temsil ediyor.
Keskin zekâ ile bilgeliğin ender rastlanan bir birleşimine sahip olan Taleb, yanılgılarımızın izini sürerek cesaret, zarafet, engin bilgi gibi klasik değerleri, sosyal becerilerden yoksunluk, kültürsüzlük ve sahtelik
Prokrustes’in Yatağı, adını Yunan mitolojisinden alıyor: konuklarını yatağına tam olarak sığdırmak için ya boylarını uzatan ya da bacaklarını kesen bir adamın hikâyesi.
Bu hikâye Nassim Nicholas Taleb’in, insanları teknolojiye uyacak şekilde değiştiren, gerçekliği ekonomik modellere uymadığı için suçlayan, ilaç satmak için hastalıklar icat eden, zekâyı sınıfta sınanabilecek bir şey olarak tanımlayan ve halkı istihdamın kölelik olmadığına ikna eden çağdaş uygarlığın yan etkilerine ilişkin görüşünü temsil ediyor.
Keskin zekâ ile bilgeliğin ender rastlanan bir birleşimine sahip olan Taleb, yanılgılarımızın izini sürerek cesaret, zarafet, engin bilgi gibi klasik değerleri, sosyal becerilerden yoksunluk, kültürsüzlük ve sahtelik gibi modern hastalıklarla karşılaştırıyor.
Bu düşündürücü ve aykırı aforizmalar, birlikte yaşadığınız ama hiç farkına varmadığınız yanılsamaları açığa çıkararak sizi şaşırtacak.