gündüzlerinde sömürülmeyen,
gecelerinde aç yatılmayan,
ekmek, gül ve hürriyet günleri.
Nazım HİKMET
Türkiye İşçi Sınıfına Selam
Elinizdeki kitap işçi sınıfının kültür ve iletişim deneyimlerine odak-lanıyor. Bunu yaparken şu sorulara cevap arıyor: Nasıl bir gündeyiz ki ne bugünün karanlığını kabul ediyoruz ne de bu karanlıkları ışıta-biliyoruz? Tarihsel maddeciliğin zihin açıcı imkanlarını değerlendi-rebilir miyiz? Bu çabaya işçi sınıfı kültürü ve iletişimi üzerine düşü-nerek dahil olabilir miyiz?
Okumakta olduğ
gündüzlerinde sömürülmeyen,
gecelerinde aç yatılmayan,
ekmek, gül ve hürriyet günleri.
Nazım HİKMET
Türkiye İşçi Sınıfına Selam
Elinizdeki kitap işçi sınıfının kültür ve iletişim deneyimlerine odak-lanıyor. Bunu yaparken şu sorulara cevap arıyor: Nasıl bir gündeyiz ki ne bugünün karanlığını kabul ediyoruz ne de bu karanlıkları ışıta-biliyoruz? Tarihsel maddeciliğin zihin açıcı imkanlarını değerlendi-rebilir miyiz? Bu çabaya işçi sınıfı kültürü ve iletişimi üzerine düşü-nerek dahil olabilir miyiz?
Okumakta olduğunuz çalışma Gamze Yücesan-Özdemir’in geniş bir zamana yayılan işçi sınıfı etnografisi birikimlerine dayanıyor. Geç-mişin parlak mücadele anlarını ziyaret ediyor. Kültür ve iletişimin çok katmanlı ve çelişkili yapısını kapsayabilmek için gündelik ha-yattan sendikalara, sınıf bilincinden sanata, özörgüt¬lülükten dijital kültüre zemindeki pek çok taşa basarak yol alıyor.
Proleterlerin Gündüzü işçilerin hem birlikteliğine hem de gecenin karanlığını yırtıp atmasına bir gönderme… Proleterler, sosyal bilim-deki prekarya, ezilenler ve madunlar söylemine inat; Gündüz ise umutsuzlara, karamsarlara inat kullanılıyor.
Gamze Yücesan-Özdemir bizleri işçi sınıfı kültürü ve iletişimi üzeri-ne düşünmeye, gündüzlerinde sömürülmeyen, gecelerinde aç yatıl-mayan bir gelecek imkanını aramaya çağırıyor.