Alman siyaset kuramcısı Carl Schmitt, bu eserinde, Roma Katolik Kilisesi’ni tarih üstü/tarih ötesi dinî rolü ve daveti açısından değil, Roma sonrası Avrupa tarihinde işgal ettiği siyasi kudreti itibariyle ele alıyor. Üzerinde yoğunlaştığı tarihi devir, Protestan ve Püriten fırkaların ona muhalefetini tevarüs eden seküler politik ve ekonomik aktörler lehine güç kaybettiği “modern zamanlar”dır. Bu eserin en can alıcı tespiti olarak, kapitalist ekonomi çağında sermayedar patronun ve ona muhalif proleterin ekonomi merkezli dünya tasavvurları dikkat çekiyor.
Schmitt bu çalışmasında, makinenin geleneksizliğini, Protestan tüccarın yersiz-yurtsuzluğunu, hususî mülkiyeti teminat altına alan şahıs hukukunun amme hukukuna galebesini, di
Alman siyaset kuramcısı Carl Schmitt, bu eserinde, Roma Katolik Kilisesi’ni tarih üstü/tarih ötesi dinî rolü ve daveti açısından değil, Roma sonrası Avrupa tarihinde işgal ettiği siyasi kudreti itibariyle ele alıyor. Üzerinde yoğunlaştığı tarihi devir, Protestan ve Püriten fırkaların ona muhalefetini tevarüs eden seküler politik ve ekonomik aktörler lehine güç kaybettiği “modern zamanlar”dır. Bu eserin en can alıcı tespiti olarak, kapitalist ekonomi çağında sermayedar patronun ve ona muhalif proleterin ekonomi merkezli dünya tasavvurları dikkat çekiyor.
Schmitt bu çalışmasında, makinenin geleneksizliğini, Protestan tüccarın yersiz-yurtsuzluğunu, hususî mülkiyeti teminat altına alan şahıs hukukunun amme hukukuna galebesini, dinî tecrübenin ve itikadın şahsileşmesiyle her şeyi hususîleştiren kapitalist hayat tarzının irtibatını; Roma Katolik Kilisesinin hâkim olmadığı bir dünyanın tezahürleri olarak meseleleştiriyor.
Roma Katolikliği ve Politik Form, her ne kadar Katoliklik-Protestanlık ekseninde başlı başına bir Avrupa tarihi tartışması gibi gözükse de son devir Türkiye tarihinde birbirine zıtmış görüntüsü veren siyasî/fikrî fırkalar hakkında da bizi bir değerlendirme yapmaya sürüklüyor.