“Zweig, inatçı bir psikolojik meraka, acımasız bir açık sözlülüğe ve üstün bir tarafsızlığa sahip... yeteneklerin bir araya gelmiş hâli.” —HERBERT GORMAN
Stefan Zweig’ın ustalıkla kaleme aldığı bu etkileyici biyografi, 20. yüzyılın en büyük hümanistlerinden, Nobel Edebiyat Ödüllü Romain Rolland’ın yaşamını derinlemesine inceliyor. Rolland, bir sanatçı, yazar ve düşünür olarak, sadece kendi kuşağını değil, sonraki nesilleri de etkilemiş güçlü bir kişiliktir. Ancak onun en önemli özelliği, savaşın, çatışmaların ve
“Zweig, inatçı bir psikolojik meraka, acımasız bir açık sözlülüğe ve üstün bir tarafsızlığa sahip... yeteneklerin bir araya gelmiş hâli.” —HERBERT GORMAN
Stefan Zweig’ın ustalıkla kaleme aldığı bu etkileyici biyografi, 20. yüzyılın en büyük hümanistlerinden, Nobel Edebiyat Ödüllü Romain Rolland’ın yaşamını derinlemesine inceliyor. Rolland, bir sanatçı, yazar ve düşünür olarak, sadece kendi kuşağını değil, sonraki nesilleri de etkilemiş güçlü bir kişiliktir. Ancak onun en önemli özelliği, savaşın, çatışmaların ve toplumsal bölünmelerin ortasında dahi barış, kardeşlik ve evrensel insanlık değerlerine olan inancından hiçbir zaman taviz vermemesidir.
Romain Rolland, Birinci Dünya Savaşı’nın yıkıcı etkilerine karşı çıkan birkaç cesur entelektüelden biri olarak, sanatçı sorumluluğu ve etik duruşun örneği hâline gelmiştir. Zweig, Rolland’ın bu direnişini ve yalnızlığına rağmen ayakta kalma gücünü yüceltirken, okurlara onun insan sevgisine, barışa ve özgürlüğe olan sarsılmaz bağlılığını etkileyici bir dille sunuyor.
Stefan Zweig’ın titizlikle işlediği bu biyografi, yalnızca bir insanın yaşam öyküsü değil, aynı zamanda insanlık onurunun ve vicdanının bir anıtıdır. Rolland’ın yaşamı, değerleri ve eserleri, bugün hâlâ büyük bir ilham kaynağı olarak bizlere seslenmeye devam ediyor.