Tarihin kabul ettiği sınırlar içinde, geçmişe şöyle bir baktığımızda 13. yüzyıldan 17. yüzyıla uzanan, bilim ve sanatta birçok yeniliğe sahne olmuş Rönesans için Avrupa merkezli bir hareketti, diyebiliriz. Peki, ya Avrupa sınırlarının dışına çıktığımızda?
Rönesans’a Yeniden Yön Vermek, farklı disiplinlerden alanında uzman isimleri bir araya getirerek Rönesans ile alakalı yanlış anlaşılmış, yorumlanmış ya da göz ardı edilmiş bazı tarihsel kanıtlara dikkat çekiyor. Bu kanıtlar, bugün varlığını sorgulamadan kabul ettiğimiz sınırlar çizilmeden önce Doğu ve Batı’yı birbi
Tarihin kabul ettiği sınırlar içinde, geçmişe şöyle bir baktığımızda 13. yüzyıldan 17. yüzyıla uzanan, bilim ve sanatta birçok yeniliğe sahne olmuş Rönesans için Avrupa merkezli bir hareketti, diyebiliriz. Peki, ya Avrupa sınırlarının dışına çıktığımızda?
Rönesans’a Yeniden Yön Vermek, farklı disiplinlerden alanında uzman isimleri bir araya getirerek Rönesans ile alakalı yanlış anlaşılmış, yorumlanmış ya da göz ardı edilmiş bazı tarihsel kanıtlara dikkat çekiyor. Bu kanıtlar, bugün varlığını sorgulamadan kabul ettiğimiz sınırlar çizilmeden önce Doğu ve Batı’yı birbirine bağlayan karşılıklı etkileşimlere ve güçlü bağlantılara işaret ediyor.
Avrupa Rönesansı’nı Batı merkezli bir olgu olarak görmeye meydan okuyan bu çalışma, okuru, yerleşik kavramları sorgulayan bir yaklaşımla geçmişin kalıplarını kırarak geleceğe bakmaya çağırıyor.