Rumeli toprakları üzerinde diplomatik misyonlar, vahşi komiteciler, kiliseler ve gayrimüslim mekteplerin Türk varlığını hedef alan çalışmaları karşısında dengeyi lehine çevirme imkânı bulamayan Osmanlı idaresi ayağının altındaki zeminin gün be gün kaydığına tanık olmuştur. Bu kapsamda bu eser kaybedilen Rumeli'nin hikâyesinde belgelerin diliyle Bulgar komitalarının, Yunan ve Sırp komitelerinin birbirleriyle ve Osmanlı güvenlik güçleri ile boğuşmalarının diplomatik misyonlarca nasıl desteklendiğinin farklı bakış açılarından özetlenmesi ve değerlendirilmesidir. Balkan Harbi'nin Müslüman ahalideki insan kalitesi düşüklüğü ile büyük bir felakete döndüğünü ileri süren yazar, diğer taraftan Birinci Dünya Harbi'nde Sultan Reşad'ın cihad çağrısı ile Rumeli'den çoğunluğu Arnavut 50 bin Müslüman gönüllünün Türk sancağının gölgesinde silah başı çağrısı yaptığını da ortaya koymuştur. Kosova'da 2009-2010 döneminde Türk Temsil Heyeti Başkanlığı da yapan yazarın Görev Sonuç Raporundaki bazı tespitleri Rumeli'de bizden ne kaldı? sorusuna da cevap olmaktadır